Oyunu hep beraber bozalım
02 Ekim 2012 | Salı
Üniversiteler açıldı. Yazın hareketli ve verimli bir dönem geçiren üniversiteliler, Öğrenci Kolektifleri ile yeni dönemde üniversitelerde Kolektif rüzgârı estirmeye hazırlanıyor. Ülkemizin içine sürüklendiği durum ve üniversitelerde dönüşüm hesaplarının yapıldığı bu dönemde oyun bozmak için harekete geçen Kolektifler, üniversitelerin açılması ile yeni döneme merhaba diyor.
Yaz boyu ülkenin dört bir yanında yürütülen yaz faaliyetlerini başarıyla atlatan Kolektif; İzmir’den Van’a, İstanbul’dan Adana’ya yürüttüğü Okumuş İnsan, Halkın Yanındadır kampanyasıyla üniversitenin birikimini yoksul mahallelere taşıdı. 4+4+4 piyasacı-gerici eğitim modeline karşı bilimden ve üretmekten yana alternatif bir eğitim modeli yarattı.
Öncesinde gerçekleşen 7. Kolektif Yaz Kampı her zamankinden daha üretken ve nitelikli bir etkinlik oldu. Aydın ve sanatçılarla tartışan, sorgulayan, en önemlisi üreten bir kamp yaşandı. Her akşam yapılan konserlerle senenin yorgunluğunu atıp, önümüzdeki dönemin enerjisi depolandı. Kamp sürecinde toplanan Türkiye Üniversiteler Meclisi’nde gelecek dönemin tartışmaları hep birlikte yapıldı.
AKP’nin oyununu üniversiteliler bozacak
Üniversitelerin açılmasına kısa bir süre kala Tayyip Erdoğan çıkıp “Harçları Kaldırıyoruz” açıklaması yapınca, üniversiteler beklenenden erken açılmış oldu. Parasız eğitim geldi müjdeleriyle yandaş medyada duyurulan olayın iç yüzü Arınç’ın açıklamasıyla ortaya çıktı. Harçlar sadece birinci öğretim öğrencileri için kaldırıldı. Yıllardır mücadele vererek biriktirdiklerimiz sayesinde bugün birinci öğretim harçları kaldırıldı. Ancak AKP, aklınca güzellik yaparken bile adaletsizlik yaratmaktan geri duramamıştı. 2. öğretim ve açıköğretim öğrencilerinin yaşadığı adaletsizliğe karşı gerçek parasız eğitim için Kolektifler, ülkede 20’ye yakın ilde harç eylemleri planladı. Daha üniversite açılmadan sokaklara dökülen üniversiteliler, AKP’nin parasız eğitim oyununu daha ilk adımda bozdu.
Üniversitelerin yeni açıldığı bugünlerde üniversiteler üzerinde tartışılan asıl konu ise yeni YÖK yasası. Üniversitenin piyasalaşma sürecinin sona ermesi için YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya aktörlüğünde rektörlerle ve patronlarla yapılan toplantılar artık bir sonuca erdirilmek isteniyor. Değiştirilmesi hedeflenen YÖK yasasıyla üniversitelilerin daha fazla paralılaştırılması isteniyor. AKP bir yandan da “mütevelli heyeti” gibi kurumlarla patronların üniversitelerde daha fazla söz sahibi olmasını amaçlıyor. Sahte temsilciler olan ÖTK’ların ve patronların görüşlerine her daim başvuran YÖK Başkanı, üniversitelilere söz hakkı tanımıyor.
AKP’nin üniversiteler üzerindeki bu oyununu bozmak, elbette üniversitelerin öz örgütü olan Öğrenci Kolektifleri’nin görevi olmaktadır. AKP’yi üniversiteye bir daha adımını atamayacağı kadar büyük bir yenilgiye uğratmak ve yeni YÖK yasasını yerle bir etmek üniversitelerin geleceği için yapılması gereken bir görevdir. Üniversiteyi şirket, öğrenciyi müşteri gibi gören zihniyetinin yasal dayanağı olarak projelendirilen YÖK yasası bu sonbaharda meclise getirilecek. Her sene öğrenci hareketinin ana başlıklarından olan 6 Kasım (YÖK’ün kuruluş günü) bu yıl YÖK yasası oyununu bozma hedefiyle daha geniş ve iddialı bir hedefle örgütlenecektir.
AKP tüm politikaları ile ülkeyi ve üniversiteyi uçuruma sürüklüyor. Üniversitede YÖK yasası; Kürt sorununda kirli savaş; Suriye’de emperyalizmin taşeronluğu; Hatay’da El-kaidecileri koruma planları yapan AKP’nin karşısına bu sonbahar yine Öğrenci Kolektifleri çıkacak. AKP’nin en çok korktuğu yerde, üniversitelerde AKP’nin oyununu hep beraber bozalım.
AKP’nin oyunu hazır; yumurtalarımız da!