Her şeyi değiştirmek için cüret et!

3 Ocak 2019,

Tek Adam rejimi yerel seçim öncesi ülkede bir düşman bulmak zorundaydı ve düşman gösterdiği halk bu memleketin en az yarısı. İktidara geldiği günden beri gençliğe, açlık, sefalet, geleceksizlik ve güvencesizlikten başka hiçbir şey sunmayan Saray eşrafına sözümüz nettir: “Halk düşmanısınız!”

“Avrupa’da bir hayalet dolaşıyor!” cümlesi Fransa sokaklarında yankılanmakta. Zamlara, vergi artışlarına, yoksullaşmaya, neoliberalizme karşı çıkan “sarı yelekliler” hareketini; Macron’un eğitim politikalarına karşı gelişen gençliğin eylemleri izlemekte.

Hollanda’da karşılıksız bursların kaldırılmasına binlerce öğrenciden gelen tepkiler, Arnavutluk’ta “Yeni Yüksek Öğrenim Reformu’na” karşı büyüyen sokak hareketi, Avustralya’da ekolojik tahribata yol açan maden inşaatına karşı üniversitelilerin Avustralya Parlamentosu’nu işgal etmeleri, Latin Amerika’daki üniversiteliler ve liselilerin paralı eğitime net tavırları neoliberal eğitim programının çöküşünü göstermektedir.

Ülkemizde sarayın; üniversiteyi rejime uygun hale dönüştürme hamleleri nesnel olarak dünyadaki neoliberal saldırılara benzerlikler gösteriyor. Tek Adam diktatörlüğü, hakkı olan bursları alan üniversitelileri bedavacılıkla suçlarken; bütçe görüşmelerinde, Cumhurbaşkanı maaşına %26 zam getirilmiş ve Kaçak Saray’ın bütçesi artırılmıştı. Burs ve kredilere, %25’i aşmış enflasyon görmezden gelinerek 1 Ocak itibari ile sadece 30 TL zam yapılacak. 8 milyon üniversitelinin bulunduğu Türkiye’de 150.000 üniversiteliye verilen burslar, Tayyip Erdoğan tarafından eğer krediye çevrilirse ekonomik krize çözüm gelecekmiş gibi gösterilmekte.

Kantin ve yemekhane fiyatları artıyor ama yemekhanelerden kurtlu yemekler çıkıyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde yüzlerce üniversiteli yemek fiyatları artan yemekhaneden zehirleniyor. Akdeniz Üniversitesi’nde bir sıra arkadaşımız, ısrarla üst geçit istenen yolda karşıdan karşıya geçerken araba çarpması sonucu hayatını kaybediyor. ODTÜ’de bir üniversiteli, üniversiteye ait olan kamyonetin kapağının çarpması sonucu hayatını kaybediyor. Üniversitede okumak ve insanca yaşayabilmek adına çalışmak zorunda kalan üniversitelilerin sayısı her geçen gün artıyor.

Üniversiteye yönelik ideolojik ve siyasal saldırıların en yoğun yaşandığı süreçte Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin kuruluş yıl dönümü etkinliklerinde, Rektör İbiş geleceği için Mülkiyeliler Birliği’nin programa dahil edilmemiş olması, Mersin Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi’nin rektörlerinin yeniden atanmış olması siyasal saldırıların en gözle görüneni olmuştur. Yerli ve milli ideoloji son dönemde üniversitelerde, katılımı zorunlu tutulan dinci-gerici konferanslarla birlikte laikliğe saldırarak hegemonya alanını genişletmeyi hedeflemektedir.

Tayyip Erdoğan toplumu ikna etme noktasında eski kaybettiği davaları açarak Haziran İsyanı’na dil uzatırken, Gezicileri teröristlikle suçluyor. Kendisi iktidara gelirken George Soros ile poz vermekten çekinmeyen Erdoğan, Gezi finansörü olarak Soros’u gösteriyor. Tek Adam rejimi yerel seçim öncesi ülkede bir düşman bulmak zorundadır. Bu doğrultuda düşman olarak gösterdiği halk bu memleketin en az yarısıdır. İktidara geldiği günden beri gençliğe, açlık, sefalet, geleceksizlik ve güvencesizlikten başka hiçbir şey sunmayan Saray eşrafına sözümüz nettir: “Halk düşmanısınız!”.

Isparta’da KYK yurdundaki yemeklerin niteliksiz olmasına, yurtta internetin olmamasına ve asansörlerin bozuk olmasına karşı öğrenciler “Müşteri değiliz öğrenciyiz!” sloganını yükseltmiştir. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nin kantinlerinde satılan ürünlerin fiyatlarının üniversite yönetimi ve kantin işletmecilerinin anlaşmalı belirlediği fiyatlardan fazla olması üzerine KTÜ Öğrenci Kolektifi’nin “Erdal Bakkal” mizanseni ile teşhir sürecini başlatması sonucunda zamlı fiyatlar geri çekilmek zorunda kalmıştır. Bu örnekler “Krizin faturasını ödemeyeceğiz” hattını güçlendirmektedir. Bu hat güçlenirken aynı zamanda da krizin bedelinin kimin ödemesi gerektiği de aynı titizlikte örgütlenmelidir.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğrenci Kolektifi’nin üniversite içerisinde başlattığı “Üniversitenin Talepleri Var” kampanyası ile forum örgütlenmiş, sonrasında forumdan çıkan talepler örgütlenerek üniversite yönetiminin talepleri kabul etmesine yol açmıştı. 20 talebin 15’i kabul edildi ve üniversiteye verilmeyen bütçe nedeniyle 5 talep gerçekleştirilmedi. Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde üniversitelilere üniversite kapısının kapatılması sonucu üniversite topluluklarından ortak forum çağrısı ile birlikte aldıkları karar ve yaptıkları eylem üniversite kapısının açılması ile sonuçlandı.

Bu parçalı direnişler, üniversite cephesinin kısmen ve anlık olsa da oluşturulduğunda hak kazanımı sağladığı gibi üniversite içerisinde Tek Adam rejiminin hareket edebilecek alanını kısıtlıyor. Üniversiteliler hakkı olan parasız, nitelikli kantin, yurt ve yemekhane; yaşanılabilir bir kampüs istiyor. Ekonomik krizin faturasını gençliğe kesmek isteyenlere karşı gençliğin talepleri, üniversitenin Kolektifi var!

Öğrenci Kolektifleri

Yorum gönder