Sen padişahsan biz de Kolektifiz
Şubat 2011 |
AKP’nin referandum sürecinde estirdiği “demokrasi” hikâyesinden eser kalmadı. AKP’yi iktidara taşıyan en önemli politik figürlerinden birini oluşturan mağdur siyaseti de artık tükendi. Ne kadar “mağdur” görüntüsünü sürdürmek isteseler de karşısına çıkan her yeni hak arayıcısı, AKP’lilere “güçlü ve zalim padişah” rolünü benimsetmek zorunda bıraktı. Yapılan açıklamalar, açılan davalar tesadüfî değil, önümüzdeki dönemde AKP’nin zalim karakterini halka zor yoluyla kabul ettirmek için yapılan politik hamlelerdir. Tüm bu politik manevralar eşliğinde üniversiteleri teslim alma stratejisi ise sert bir kayaya çarptı: Öğrenci Kolektifleri!
Padişahlık sevdalılarının karşısındaki en büyük güç ise aklın ve bilimin temsilcisi olan üniversitelilerdir. Verdiğimiz mücadele sayesinde, AKP’nin üniversitelerde yaratmaya çalıştığı hegemonya kırılmış ve dostun düşmanın kafasına bir gerçek kazınmıştır: “Üniversiteler AKP’nin arka bahçesi değildir. Başkasının bahçesine istenmediğiniz halde gelirseniz de yumurtalarla karşılanırsınız!”
Önümüzdeki ilk gündem 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Mersin Nevit Kodallı Anadolu Güzel Sanatlar ve Spor Lisesi’nde, erkek ve kadın öğrencilerin arasına 45 cm mesafe konmuş, 21.00’den sonra üniversiteli kadınlara dışarı çıkmanın yasaklandığı, erkek egemen sistemin yarattığı tecavüz ve tacizi hadımla çözmenin önerildiği, ilahiyat profesörünün dekolte giyenlere tecavüzü reva gördüğü, yani gericiliğin artık bir toplumsal gerçeklik olarak kanıksatılmaya çalışıldığı bir dönemde gerçekleşecek 8 Mart eylemleri, kadın sorununun yanı sıra üniversite ve ülke genelindeki gericiliğe karşı da kadınların sokağa çıkacağı bir gün olacak. Üniversiteli kadınların yeni mücadele örgütü Üniversiteli Kadın Kolektifi, sokağa çıkacağı ilk 8 Mart’ta üniversiteli kadınların sesini sokağa taşıyıp AKP’nin gericiliğine meydan okuyacak.
İlk dönemde AKP’nin zafer sarhoşluğunu boğazına tıkan ve üniversite gençliğini gericilik ve piyasacılık karşısında en dinamik özne olarak temsil eden Kolektif’i güçlendirme zamanı geldi! Köşeye sıkıştırdık, çaresiz bıraktık, kürsü diplerine, şemsiyelerin arkasına saklanmak zorunda bıraktık. Metropolleri dar edip, 8 arama noktasıyla korunan Erzurum’a kadar kaçırdık. Pes ettirdik, geri adım attırdık, üniversiteye yerleştirilmek istenen polis karakollarını engelledik, öğrencilerin barınma, beslenme, ulaşım gibi önemli sorunlarını gündemlerine zorla aldırdık. Bunların hepsi başlangıç.
Geleceğimizi ellerimize almak için önce ellerimizi taşın altına hep beraber koymalıyız! Öğrenci Kolektifleri olarak, ikinci dönemde AKP’ye karşı yarattığımız rüzgârı daha da büyütmek için 14-25 Mart tarihlerinde tüm Türkiye’de öğrencilere “Kolektife Katıl” diyeceğiz. Daha güçlü yumurta şenliklerini hep beraber örgütlemek, zalimlerin korku imparatorluğunun karşısında örgütlenmek, padişahlığa soyunan pervasızlara haddini bildirmek için herkesi bu çağrıya kulak vermeye çağırıyoruz. Tüm üniversiteli arkadaşlarımızı bu hareketi büyütmeye, öğrencilerin öz-örgütü olan Kolektif’e katılmaya çağırıyoruz!