Oyunu bozmaya geliyoruz!

Öğrenci Kolektifleri, Kolektif'in Sesi,

01 Kasım 2012  |  Perşembe

Sokakların hareketliliği her dönem biraz daha artıyor. AKP ise sokakların kontrolünü iyiden iyiye kaybediyor. Artık tek iktidar olduğundan kendi iç kavgalarıyla da daha fazla uğraşır hale gelen siyasi iktidar, halkın ve üniversitelilerin sorunları karşısında çözümden uzak, inkarcı ve ertelemeci tutumuyla, toplumsal muhalefetin yıllardır adres olarak gösterdiği sokakların olmasını engelleyemiyor. Devletin kabullenemediği yurttaş ve öğrenci tipi, devletin baskısını ve oyunlarını kabul etmiyor. Yıkılan barikatlar, cezaevinde ölüme yatanlar, boykotedilen yemekhaneler, yurtlar ve daha nicesi gösteriyor ki AKP’nin sonu, muhalefetin sürekli ve kitlesel eylemleri ile yaklaşıyor.

Gözleri kapalı son sürat gittikleri yolda, hem de savaşın, ekonomik ve siyasi krizin yanı başında üniversiteye göz dikmişler, diz çöktürmeye geliyorlar. Farkındalar üniversitenin kolay düşmeyeceğinin, o yüzden yavaş yavaş ve gizlice bir YÖK Yasası çıkardılar ortaya. Paralı eğitimin en büyük saldırıları, patronların ve YÖK’ün elinde bir kırbaç gibi üniversitelilere sallanıyor. Üniversiteleri bilimden, özgürlükten tamamen arındırırken, öğrencilere de müşteri olmaktan başka sonuç önermiyorlar.

Emperyalistlerin savaşına asker olmak istemeyen milyonlara rağmen daha fazla savaş çığlıklarıyla dış politika yönetiyor AKP. Tezkere çıkardılar hem de her yere. Savaş istemeyen milyonlara rağmen AKP, emperyalistler nerde savaş isterse orda savaşırım diyor.

Yoksullar zamlarla daha da yoksullaşmaya, patronlar büyük talanlarla daha da zenginleşmeye devam ediyor. Ağaoğlu dindar ve kindar yetiştirmeyi hedefledikleri neslin idolü olarak pazarlanıyor. Ölüm orucundaki yüzlerce tutsak görmezden gelinirken, sivil faşist-polis işbirliği Kürt halkına saldırıyor. Kadın düşmanları aklanıyor, tecavüzcüler serbest bırakılıyor. Yüzlerce üniversiteli ise yüksek sesle konuştuğu için cezaevlerine mahkum ediliyor. Yağmacı, savaşçı, piyasacı, gerici iktidar ise boğazına kadar pisliğin içine batmış halkı orta oyunlarla uyutmaya çalışıyor.

Bunca yıkımın, haksızlığın, sahtekarlığın ortasında birilerinin umut olması bekleniyor. Köşeye sıkışan AKP’yi bataklığa gömecek, iktidarın oyunlarını bozacak, duvarları maviye boyayacak birileri üniversite amfilerinden filamaları dimdik sokağa çıkıyor. Yeri geldiğinde bütün ihtişamlarını, kabaran koltuklarını, iğrenç gülümsemelerini bir yumurtayla yerle bir edenler AKP’ye karşı biriken tüm öfkeyi sırtında taşımaya hazırlanıyor. Darbe sonrasının zihin formatlayıcı, otoriter, piyasacı, gerici kurumu YÖK karşısında her yıl yapılan Kasım eylemleri bu yıl AKP için sonun başlangıcı olarak tarihe geçecek. Öğrenci Kolektifleri yıllardır verdiği mücadelenin birikimiyle üniversitelilerin AKP öfkesini Ankara sokaklarına Oyunu Bozmaya taşıyor. Türkiye’nin her yerinden binlerce üniversiteli gençliğin isyanını getirecek Ankara’ya. YÖK’ün memleketinde YÖK reformunu durdurmaya, tezkerenin çıktığı kentte savaşı durdurmaya AKP’nin oyununu bozmaya gidiyoruz.

Gençlik cüretkar, haklı ve hak alıcı siyasetiyle Ankara’yı AKP’ye dar edecek. Paralı eğitime isyan edenler, AKP’nin harç oyununu bozanlar, patronları üniversiteye sokmayanlar, yoksul halkın çocuklarına öğretmenlik yapanlar, Bologna’ya karşı direnenler, kadın düşmanlarını haklayanlar, emperyalistlere geçit vermeyenler; bu ülkenin umudu olmak için gözlerindeki ışıkları, sıkılı yumruklarını birleştirmeye gidecekler Ankara’ya. İstanbul’dan Van’a, Trabzon’dan Hatay’a AKP’nin mağdur ettiği tüm üniversiteliler ve akademisyenler 9 Kasım’da Ankara’ya çağırıyorlar. Üniversitenin gücünü göstermek için, YÖK Yasası’nı başlarında paralamak için, YÖK’süz üniversite AKP’siz bir ülke için tüm üniversite tek ses oluyor ve AKP’nin oyununu bozmaya söz veriyor. Aldatılan, yok sayılan, soyulan, itelenen tüm toplumsal kesimlerin umudu öğrenciler-hani AKP’nin en büyük korkusu- yeniden alevlendirecekler gençliğin ateşini.

Yürünmeyen yol, yazılmayan tahta-duvar, afişlenmeyen pano, konuşulmayan amfi kalmadan her yerde herkesin çok büyük çalışkanlıkla ve iradeyle örgütleyeceği, o gün için her şeyden feragat edeceği Büyük Öğrenci Buluşması üniversiteyi ayağa kaldıracak. Üniversite kazanacak AKP kaybedecek. Her kentte her üniversitede AKP’ye yeter artık diyenler 9 Kasım’da Ankara’da buluşuyor. Şimdi sımsıkı bağlayalım bağcıklarımızı, Ankara’yı Kolektif’in mavisine boyayalım. Maviyi umudun, isyanın, başkaldırmanın rengi yapalım. AKP’nin oyununu hep beraber bozalım. Harçlar tamamen kalkmadan, üniversiteler üniversitelilerin olmadan, YÖK tamamen kapatılmadan, tutuklu öğrenciler serbest bırakılmadan; Eğitim, ulaşım, barınma, beslenme, sağlık tamamen parasız olmadan, ne durmak var ne yorulmak. Mahir’lerin kampüsünde buluşuyoruz 9 Kasım’da Mahir gibi Deniz gibi yürüyeceğiz o yollarda. Şirketleşen üniversitelerin müşterisi değil, aydınlık bir ülkenin onurlu geleceği olacağız.

Buluşma noktası Üniversite;
Hareket noktası Kolektif;
Hareket vakti 9 Kasım…

O gün AKP susacak, üniversite konuşacak!