Liseliler Boğaziçi Üniversitesi’nde çalışırken bir erkek tarafından katledilen lise öğrencisi Hilal Özdemir için eylemdeydi
Boğaziçi Üniversitesi’nde bir düğün organizasyonunda çalışan lise öğrencisi çocuk işçi Hilal Özdemir, 20 yaşındaki Ayberk Kurtuluş tarafından kampüste silahla katledildi. Liseliler, sıra arkadaşları Kağıthane İTO Ticaret Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi Hilal Özdemir için Kağıthane İTO önünde buluştu
Liseliler, Boğaziçi Üniversitesi’nde 20 yaşındaki Ayberk Kurtuluş tarafından silahla katledilen Kağıthane İTO Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi sıra arkadaşları Hilal Özdemir için bugün Hilal’in lisesinin önünde eylemdeydi. Liseliler, Hilal gibi birçok lise öğrencisinin içinde bulunduğu yoksulluktan dolayı çalışmak zorunda kaldığını belirtti. Liseliler “Suçluları cezasızlık politikalarıyla ödüllendiren, bizleri yoksullukla mücadele etmek zorunda bırakan iktidardan hesap sormaya geldik. Biz bugün liselerde CİTÖK’lerin açılmasını engelleyen, MESEM’lerde çocuk işçiliğini meşrulaştıran, ÇEDES gibi projelerle karma eğitimi engelleyen, eğitimi yozlaştıran Yusuf Tekin’den hesap sormaya geldik.” dedi.
Oturma eyleminden sonra açıklama yapan liseliler şunları söyledi:
Hilal Özdemir, onlarca suç kaydı bulunan Aybert Kurtuluş tarafından Boğaziçi Üniversitesi’nin kampüsündeki bir işletmede çalışırken katledildi. Hilal 15 yaşındaydı, bizler gibi birçok hayali, umudu ve aynı zamanda hayata dair kaygıları vardı. “15 yaşındaki bir genci bu umutların içerisinde çalışmaya iten neydi?” diye sorduğumuzda birçok liseli, üniversiteli gencin içerisinde bulunduğu yoksulluk karşımıza çıkıyor. 15 yaşında bile hayal ettiğimiz üniversitelerin kampüsüne gidip, düğün organizasyonlarında çalışmak zorundayız. Çünkü en temel haklardan olan ücretsiz eğitim dahil, her şeyin paralı hale geldiği bir düzende her masrafımızı biz gençler çalışarak çıkartmak zorundayız.
Sıra arkadaşımız Hilal’in nasıl bir üniversitenin kampüsünde yer alan düğün organizasyonunda 15 yaşındayken çalıştırabildiğini hepimizin sorgulaması gerek. Bizim yaşımızdaki binlerce gencin nasıl koşullarda çalıştığını, neden çalıştığını, nasıl iş cinayetlerinde öldüğünü sorgulamamız gerek. Aynı zamanda Hilal’in ölümünde cezasızlık politikalarında kadınları, çocukları, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilişinin, uygulanmayan 6284’ün uzun erimli etkilerini görüyoruz. 18’den fazla suç kaydı bulunan Ayberk Kurtuluş elini sallayarak sokaklarda dolanabiliyor. Kampüs içerisine iki kere aranmadan girerek sıra arkadaşımız Hilal’i katledebiliyor.
Peki bu cesareti nereden alıyor? Kadınları öldürüp mahkemelerde erkek adalet tarafından korunan birçok erkekten biliyor. Hilal’in cinayetlerinden sonra ana akım medyada Hilal’in içerisinde bulunduğu ilişki yüzünden suçlayan haberlerin oluşacağından biliyor. Ana akım medyada Hilal’in birçok görüntüsü servis edildi ve her kadın cinayetinde olduğu gibi yine katil suçlanmadı. 20 yaşındaki bir erkeğin daha reşit olmayan 15 yaşındaki biriyle ilişki yaşaması normalmiş gibi, “Neden Hilal o erkekleydi?” dendi.
Bu haberlerin neye hizmet ettiğini biliyoruz. Taciz edilen hatta tecavüz edilen kadınlara yıllardır “O saatte orada ne işi vardı”, “Öyle giyinmeseydi” denildiği gibi artık öldürülen kadınlara da “O adamla birlikte olmasaydı” denilerek erkek şiddeti ve kadın cinayetleri kadınların hak ettikleri şeyler gibi meşrulaştırılmaya çalışılıyor.
Katillerin, tacizcilerin, tecavüzcülerin korunması için ana akım medya tarafından toplumun algısı değiştirilmeye çalışılıyor. Hilal’in 15 yaşında çalışması da bir erkek tarafından öldürülmesi de politiktir. Hiçbir algı operasyonuyla bu gerçek değişmeyecek. Liselerde artan cinsiyetçiliğe, tacize de, artan kadın cinayetlerine, çocuk işçiliğine karşı da mücadeleyi büyüteceğiz. Hilal’in hiçbir zaman unutmayacağız. Onun yaşayamadığı hayatın hesabını soracağız. Susmayacağız, korkmayacağız. Çünkü kadın cinayetleri politiktir, sıra arkadaşımız Hilal Özdemir isyanımızdır.