Edirne’de üniversiteli kadınlar ve LGBTİ+’lar erkek devletin cezasızlık politikalarına karşı yürüdü

 

Edirne’de üniversiteli kadınlar ve LGBTİ+’lar, erkek devletin kadın yaşamını hiçe sayan politikalarına, katillere ve azmettiricilere uyguladığı cezasızlık politikalarına karşı bir araya geldi. Edirne Kadın Platformu’nun çağrısıyla Saraçlar Caddesi’nde toplanan kadınlar ve LGBTİ+’lar, kadın cinayetlerine karşı öfkelerini dile getirdi. Yürüyüşe katılanlar, “Erkek adalet değil, gerçek adalet!” sloganları eşliğinde, erkek şiddetine ve bu şiddeti meşrulaştıran devlet politikalarına karşı direnişin büyütülmesi gerektiğini vurguladı.

Yürüyüş, Türkiye’de sadece son 7 saat içinde 5 kadının katledilmesinin ardından gerçekleşti. Kadınların yaşamlarını savunma zorunluluğuna işaret eden üniversiteli kadınlar, bu cinayetlerin sorumlusunun sadece failler değil, aynı zamanda İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen, 6284’ü uygulamayan ve erkek şiddetini cezasız bırakan politikalar olduğunun altını çizdi.

Trakya Feminist Kolektif’ten Cansu Ayhan, yürüyüşte yaptığı açıklamada, erkek devletin cezasızlık politikalarını eleştirdi. Ayhan, “Bizler çok iyi biliyoruz ki; erkek devlet, cezasızlık ve kadın düşmanı politikalar her geçen gün bir kadının öldürülmesinin sebebidir. Caydırıcı yasaların uygulanmayışı, ataerkiyi pekiştiren ve suça teşvik eden şeyin ta kendisidir! Fail aklamaktır!” dedi.

Ayhan, bir süredir koruma talebinde bulunan İkbal’in yaşadıklarını örnek göstererek, Türkiye’de kadınların yaşam hakkını koruma konusunda devletin ne kadar yetersiz kaldığına dikkat çekti: “İkbal, fail Semih Çelik’e 1 yıldır uzaklaştırma kararı çıkarmaya çalışıyordu. Uzaklaştırma kararı çıkarmanın dahi bir kadın için bu kadar zorlaştırılması, yaşam mücadelesidir. Yasalar kadının değil, patriyarka yanında; erkek devlet ise patriyarka ta kendisidir!”

Ayhan, yaptığı konuşmada Türkiye’deki kadın cinayetlerinin sadece bireysel suçlar olmadığını, bu cinayetlerin ardında sistematik olarak kadın düşmanı politikaların bulunduğunu ifade etti. “Özgecan Aslan’ın, Narin Güran’ın, Burcu Demir’in, Münevver Karabulut’un katillerini koruyanlar, bugün İkbal ve Ayşenur’un katledilmesinin asıl suçlularıdır!” diyen Ayhan, devletin ataerkil sistemle iş birliği içinde kadınların hayatlarını değersizleştirdiğini ve katilleri cesaretlendirdiğini vurguladı.

Yürüyüş sırasında okunan açıklamalarda, devletin kadınların yaşam haklarını koruyamaması ve faillere karşı yeterli hukuki yaptırımlar uygulamamasından bahsedildi. Kadınlar ve LGBTİ+’lar, taleplerinin karşılanmadığı sürece sokaklarda mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti. Hayatlarına sahip çıkmak için dayanışmanın ve direnişin önemine vurgu yaparak, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz!” sloganlarıyla yürüyüşü sonlandırdılar.