Boğaziçi’nde üniversiteli kadın ve LGBTİ+’ların eylemi: Kampüslerden sokaklara kadın cinayetlerine son
Boğaziçili kadın ve LGBTİ+’lar, Güney Meydanı’nda buluşarak kampüslerinde işlenen kadın cinayetine karşı eylem düzenledi. Boğaziçililerin eylemine diğer üniversitelerden kadın topluluklar ve örgütler destek verdi. Yapılan eylemde üniversiteliler, kayyum rektörün taktırdığı kameraların, kampüsün içerisindeki özel güvenliklerin veya sivil polislerin “güvenlik” amacıyla değil üniversitelilere baskı kurmak amacıyla uygulandığının bir kez daha açığa çıktığını vurguladı. Boğaziçili kadın ve LGBTİ+’lar Saray rejiminin cezasızlık politikalarıyla sistematikleşen erkek şiddetine karşı herkesi dayanışmaya çağırdı
Boğaziçili kadın ve LGBTİ+’ların çağrısıyla bugün 19.30’da Güney Meydanı’nda buluşuldu. Kampüs girişinde bekleyen diğer üniversitelerden kadın ve LGBTİ+’ların da eyleme destek vermesiyle üniversiteliler, kampüslerinde işlenen kadın cinayetine karşı yürüdü. Boğaziçili kadın ve LGBTİ+’lar kendi kampsülerine kayyumun verdiği keyfi kararlarla, açtığı hukuksuz soruşturmalarla giremiyorken silahlı birinin girebilmesine ve cinayet işleyebilmesine tepki gösterdi. Kayyum rektörün; kampüse kamera, X-Ray cihazları yerleştirerek “önlem” aldığını söylemesine karşı üniversiteliler “Bu önlemler kimin içindi?” diye sordu.
Boğaziçili kadın ve LGBTİ+’lar “Festivallerde üzerimizi, çantamızı didik didik arayan pet şişeden tutun termosa kadar kampüse sokmamıza izin vermeyen ÖGB, silahlı bir katilin kampüse girmesine müsaade etti. Müsaade ettiler çünkü ne güvenlikler ne polisler ne kampüsteki kameralar ne turnikeler ne de X-Ray cihazları biz öğrencilerin güvenliği için var. Müsaade ettiler çünkü tüm bunlar biz öğrencileri korumaktansa baskılamaya, susturmaya ve korkutmaya hizmet ediyor.” dedi.
Boğaziçili kadın ve LGBTİ+’lar kampüslerindeki cinayete karşı ayakta: “Hilal Özdemir isyanımızdır!”
Boğaziçililerin eylemine diğer üniversitelerdeki kadın ve LGBTİ+’lar da destek verdi
Kampüsteki yürüyüş ardından Güney Kapı’da açıklama yapıldıhttps://t.co/qTYCtsZ28S pic.twitter.com/V1uz5wXq1r
— sendika.org (@sendika_org) August 31, 2025
Yaşanan bireysel trajedi değil sistematiktir
Eyleme destek için gelen İTÜ, İstanbul Cerrahpaşa Üniversitesi, Marmara Üniversitesi’nden kadın ve LGBTİ+’lar adına açıklamalar yapıldı. Üniversiteliler, yaptıkları açıklamalarda erkek şiddetini sistematik hale getiren Saray rejiminin politikalarını işaret etti. Erkek şiddetine ön açan Saray rejiminin politikalarının aynı zamanda 15 yaşındaki bir lise öğrencisini de çalışmaya zorunda bıraktığı vurgulandı.
“Dün Hilal’i koruyamayan polisler bugün bizim karşımızda ne yapıyor?”
Üniversiteliler, Güney Kapı’da basın açıklaması yaparak eylemlerine devam etti. Üniversiteliler yaptıkları açıklamada, kampüsü ticarethaneye dönüştürmek isteyen kayyum yönetiminin uygulamalarına dikkat çekti. Üniversiteliler, para için düğün salonuna çevrilen kampüste gereken denetimin yapılmadığını söyledi. Üniversiteliler, eylemden önce kampüse giren gözaltı aracına ve kampüsün yakınında polisin üniversitelilere yoğun bir şekilde GBT yapmasına karşı “Dün Hilal’i koruyamayan polisler bugün bizim karşımızda ne yapıyor?” diye sordu. Üniversiteliler; kampüsteki özel güvenlik ve sivil polislerin, takılan kameraların yalnızca üniversitelileri baskılamaya ve denetlemeye yönelik olduğunu söyledi.
Boğaziçili kadın ve LGBTİ+’lar, 6284’ün uygulanmasını, İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden yürürlüğe sokulmasını, üniversitelerdeki Cinsel Tacizi Önleme Kurumunun (CİTÖK) etkin bir hale gelmesini talep etti. Üniversiteliler eylemlerini kadın cinayetlerine, çocuk ölümlerine ve cezasızlık politikalarına karşı herkesi mücadeleye çağırarak sonlandırdı.
İlgili haber:
Boğaziçililer kampüslerinde işlenen kadın cinayetine karşı hesap sormak için eylemde buluşuyor