1 Mayıs’ta “üniversite kazanacak” demek için sokaklara, özgürlüğe

Öğrenci Kolektifleri, Kolektif'in Sesi,

29 Nisan 2016 |

Bu sene 1 Mayıs’a, Kürt illerinde süren savaşın ve bu savaşın batıya yansımalarının gölgesinde gidiyoruz. Şüphesiz, bu durum sendikalar, toplumsal muhalefet bileşenleri ve gençlik örgütleri için tartışmaları beraberinde getiriyor. Bir süredir, 1 Mayıs alanının Taksim/Sıhhiye olması gerektiği hemen herkes tarafından söyleniyor; ancak ardından gelen “ama”lar, toplumsal muhalefet bileşenleri arasındaki ayrımları oluşturuyor. 1 Mayıs’a saatler kalmışken ve İstanbul’da Bakırköy’e, Ankara’da Kolej’e çağrı çoktan yapılmışken, niyetimiz bu “ama”ları tartışmak değil. Ancak Öğrenci Kolektifleri olarak bu tartışmalardaki tavrımızı belirtmek istiyoruz.

Öncelikle, süren tartışmalarda 1 Mayıs’ın İstanbul’da Taksim’de, Ankara’da Sıhhiye’de kutlanması gerektiği görüşündeydik. Bu tartışmanın basit bir alan tartışması olmanın ötesinde, AKP/Saray rejiminin tüm baskı aygıtlarıyla toplumsal muhalefeti sindirmeye çalıştığı bugün, bu baskı aygıtlarına karşı topyekûn “nasıl direneceğimizin” tartışması olduğunu düşünüyoruz. Bununla birlikte, her sene üniversitelilerin taleplerini alanlara taşıyarak, üniversitelilerin bağımsız kortejini oluşturarak katıldığımız 1 Mayıs’larda, toplumsal muhalefetin tüm kesimleriyle gençliğin AKP/Saray rejimine karşı yan yana gelmesini önemsiyoruz. Bu sebeple, emek-meslek örgütlerinin Bakırköy ve Kolej çağrılarına uyuyoruz. Buralarda ve memleketin dört bir yanındaki kutlamalarda üniversite kortejiyle 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız. Ancak kentlerin merkezi meydanlarında, özellikle de Taksim’de 1 Mayıs kutlamak konusundaki ısrarımız sürecek.

Gençlik hareketiyle toplumsal muhalefetin yan yana geldiğinde ve kararlı olduğunda neler başarabileceğini kanıtladığı günlerden geçiyoruz. Öyle ki 22 Nisan günü, İstanbul Çağlayan Adliyesi’nin önündeki “adalet şöleni”nde hep birlikte hocalarımızın tahliye olmalarını kutladık.

Hocalarımızı aldık, sıra arkadaşlarımızda

22 Nisan günü, hem AKP’nin savaş suçlarını açığa çıkaran Can Dündar ve Erdem Gül’ün hem de barış talebinden geri adım atmadığı için tutuklanan hocalarımız Meral Camcı, Esra Mungan, Kıvanç Ersoy ve Muzaffer Kaya’nın davaları vardı. İki önemli toplumsal davanın görüldüğü bu güne tüm gençlik örgütleri ve toplumsal muhalefet bileşenleri çağrı yaptı. Sonuçta, 22 Nisan günü, akademinin biat etmeyeceğini gösteren hocalarımız, onları sahiplenen “Barış İçin Herkes” ve üniversitelerini savunan üniversiteliler sayesinde AKP’nin üniversite karşısında aldığı yenilgilerden biri olarak tarihe geçti. Bu sonuç, içinde bulunduğumuz savaş atmosferine rağmen, barış talebine sahip çıkarak kararlılıkla örgütlenen sürecin ürünüdür.

Ülkenin dört bir yanında çok sayıda sıra arkadaşımız ise hâlâ tutukludur. 5 Mayıs günü, Mersin’de üniversitelerini faşistlere karşı savunurken tutuklanan arkadaşlarımız Eren Can Aybek ve Emre Yılmaz’ın davası görülecek. 5 Mayıs’ta arkadaşlarımızı almak için Mersin’de olacağız. Eren’in sözleriyle üniversitelileri Mersin Adliyesi’ne çağırıyoruz:

“Bizler üniversitemizi bu gerici, faşist çetelere, yandaş rektörlere ve artan polis baskısına karşı savunduğumuz için tutuklandık. Bu da yetmezmiş gibi Mersin E Tipi Kapalı Cezaevi’nden Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildiğimiz için ailelerimizle ve avukatlarımızla görüşemiyoruz. Ülkede artan faşizm ve gericiliğe, doğanın talanına, üniversitelerdeki baskı, soruşturma ve tutuklama terörüne karşı tüm üniversitelileri 5 Mayıs’ta Mersin Adliyesi’ne çağırıyorum.”

Emek, barış, özgürlük ve laiklik için üniversite 1 Mayıs’a…

İşçi katliamlarına karşı emeği, Kürt illerinde yürütülen kirli savaşa karşı barışı, kadın düşmanlarına ve homofobiye karşı eşitliği, özgürlüğü ve tabii ki geçtiğimiz günlerde Meclis Başkanı İsmail Kahraman’ın “Laiklik yeni anayasada olmamalı” sözleriyle dile getirdiği AKP’nin gerici kuşatmasına karşı laikliği savunmak için 1 Mayıs’ı örgütlüyoruz. Günlerdir çok sayıda ilde, kent merkezlerinde ve çok sayıda kampüste tüm faşist saldırılara rağmen Kolektifçiler, tüm üniversitelileri 1 Mayıs’a çağırdı. Özellikle Eskişehir ve Antalya’da üniversitelilerin yaralanmasına yol açan faşist saldırılara rağmen, kararlılıkla 1 Mayıs çalışmaları devam ediyor. Üniversiteleri AKP’ye, faşistlere ve gericilere bırakmadık, bırakmayacağız. Memleketin her yanında üniversitelerini savunanlar, üniversitenin gücünü göstermeye; 1 Mayıs’a çağırıyor!