26 Haziran 2012  |  Salı

Bir dönemin komşularla sıfır sorun politikasını geride bırakan AKP, sorunsuz günü olmayan bir dış politikada yeni gerilimler üretmeye devam ediyor. Ortadoğu’daki koltuk kapma savaşında ABD ve İsrail’in koltuk değnekliğini yapan AKP, her geçen gün savaşa yaklaşan bir konuma ilerliyor.

Süreç, birkaç gündür devam eden temkinli ve çekingen açıklamalarla idare edilirken, uçağın Suriye sınırlarında ne aradığı sorusu gündeme geliyor. Suriye’de iç savaşı körükleyen, dünkü dostu Esad’la tüm ipleri koparan AKP, Ortadoğu’da giriştiği bu kirli oyunlar sonucu böylesi bedeller ödemek zorunda olduğunun farkında olmalı. AKP, Suriye sorununda böylesine aktif çünkü, Irak meselesindeki gibi pasif kalırsa, ABD tarafından artık tercih edilmeyen bir konuma itileceğinin farkında. AKP, Ortadoğu’da İran ve İsrail’e denk bir güce ulaşmak için Suriye meselesini kendi lehinde çözmesi gerektiğinin gayet farkında.

Tüm bunların yanında, AKP ve TSK’nın olayla ilgili basiretsizce ve yetersiz açıklamaları, Türkiye’nin almaya çalıştığı konumda sırıttığı ve halkları da tehlikeye attığını göstermektedir. Kaybolan uçak ve pilot hakkında olaydan saatler sonra bilgi verebilen, olaya hakim olamayan AKP, Orta Doğu’daki “görevinin” de ehli olmadığını bir kez daha kanıtlamış oldu. (Nitekim Arap basını da Tayyip Erdoğan’ı alaya alarak bir gönderme yapıyor.)

AKP hamle yapamıyor çünkü dış politikası bağımsız değil. Tüm dünyanın uzlaştığı görüş, Aralık 2012’de ABD genel seçimleri yapılmadan Suriye meselesinde alınacak tavrın netleşmeyeceğidir. Türkiye dış politikasının belirleyeni ABD’dir, kendi stratejisini belirlemeden Orta Doğu’nun sözüm ona lideri Tayyip Erdoğan’ın “hesap sormasının” da koşulları oluşmamaktadır.

AKP, her büyük gündem gibi bunu da tabanda milliyetçi söylemleri arttırarak toplumu muhafazakârlaştırmanın bir aracı olarak kullanacaktır. Daha şimdiden sosyal medyada kendine ünlü diyen insanların ağzıyla savaş naraları atılmaya başlanmış durumda. Sert açıklamalar yapmaktan ve yaptırım uygulamaktan çekinen AKP’nin bu durumu böyle atlatmaya çalışacağı aşikardır. Ancak tarihinden beri emperyalizme ve kirli oyunlarına karşı bağımsızlığı savunan gençlik, ülkenin AKP eliyle savaşa sürüklenmesine, Ortadoğu halklarının katledilmesine izin vermeyecektir. Öğrenci Kolektifleri, emperyalizmin aktif taşeronu AKP iktidarının savaştan yana politikalarının karşısında barışın ve kardeşliğin sesi olacak, AKP’ye izin vermeyecektir. AKP derhal o uçağın orada ne işi olduğunu açıklamalı ve saldırgan dış politikasından vazgeçmelidir. Kolektifler, AKP’nin saldırganlığı sonucu halkların her geçen gün daha büyük risk altında kalmasına izin vermeyecektir. Gençlik, hiçbir zaman emperyalizmin maşası olmayı kabul etmemiştir, etmeyecektir.