Üniversiteliler 10 Ekim’de katledilenleri andı

Üniversite öğrencileri, İstanbul Üniversitesi Beyazıt Ana Kapı önünde 10 Ekim Ankara Katliamı’nın 9. yılını anmak için bir araya geldi. Üniversiteliler, “10 Ekim’i unutmayacağız. Hesabını meydanlarda soracağız” yazılı pankart taşıyarak basın açıklaması yaptı.

Basın açıklamasında şunlar söylendi:

Bundan 9 yıl önce, iktidarın Kürt halkına yönelik kirli savaş politikalarına karşı Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla Ankara’da barış mitinginde binlerce insan toplandı. Dört bir yandan barış çağrılarının yapıldığı, savaşa hayır denildiği sırada katil IŞİD’in bombalı saldırısıyla 103 canımız katledildi. Üniversiteliler, işçiler, çocuklar, kadınlar, gençler… Devletin saldırıların önünü açtığı ve IŞİD çeteleriyle işbirliği yaptığı için katledildiler.

Ankara Gar Katliamı’nın failleri, dün Maraş’ta, Sivas’ta ve Suruç’ta katledenlerdir. IŞİD çetelerine kasalarla silah gönderenler, katledilen onlarca barış yanlısının failleridir. Bugün emperyalizmin ve siyonizmin işbirliğini yapanlar, tam da bu katliamın sorumlusudur. İşte bu katiller mahkeme salonlarında korunmuştur. İnsanlığa karşı suç işlemekle suçlananlar beraat kararıyla dışarı çıkıp ellerini kollarını sallayarak dolaşmaya devam etmiştir. IŞİD militanları dışarıda cezasızlıkla ödüllendirilirken, barışı savunanlar katledilmiştir; mahkeme salonları cihatçı çeteleri serbest bırakmıştır.

Dünden bugüne katliamlar yaşanırken, AKP iktidarı her defasında vur emrini vermekle övünmüştür. İşte bu emir, bugün kadınlara, çocuklara, işçilere, Kürtlere ve LGBTİ+’lara yönelik nefret politikalarını ve saldırılarını körüklüyor. Daha geçtiğimiz günlerde, devletin tüm yaşam alanlarını sattığı sermayenin tetikçileri, Artvin’de ormanını savunan ve sermayeye peşkeş çekilmesine izin vermeyen köylülerin üzerine ateş açtı. Reşit Kibar, devlet destekli sermayenin tetikçiliğiyle katledildi. Sorumlular yargılanmazken, doğasını savunan köylüler tutuklandı. Bizler, erkek adaletin cezasızlık politikası kadınları her gün katlediyor derken, İkbal Uzuner ve Ayşenur Halil bir erkek tarafından canice katledildi. 1 yıl boyunca kadınları taciz eden fail, işte bu adaletsizlikten güç aldı. Münevver Karabulut’un faili Cem Garipoğlu’nun akıbeti ise yıllar geçmesine rağmen gizli tutuluyor. Hayvan yasası çıkararak yaşamaya dair her şeye düşman olan AKP, kendini tekrar tekrar tanıtıyor.

İşte görüldüğü gibi, dün Ankara Gar Katliamı’nda katledenleri koruyan adalet, bugün hayvanlara karşı katliamını hızla sürdürüyor. Savaş çığırtkanlığıyla saldırıları körükleyenler, halklar arası barışa ve canlı yaşamına düşman! Öyle düşman ki, bir yandan Filistin’e destek naraları atarken, diğer yandan Siyonist, katil İsrail’le ticari anlaşmalarını sürdürebiliyor. Filistin’de hastane, okul ve üniversite kalmamışken, katliamın işbirlikçiliğini yapmaktan utanmıyor! İsrail’in kadınları ve çocukları katletmesine, emperyalist çıkarları için göz yumuyor.

Mahkeme salonları katilleri koruyorken, 2015’teki bombalı saldırıların; Suruç’un, Ankara’nın hesabını meydanlarda sormak için burada bulunuyoruz. 33 düş yolcusundan 103 canımızın hesabını sormak şimdi bizim elimizde. Katilleri tanıyoruz, katliamlara yol açanları biliyoruz. Biz, bu saldırıları çok iyi tanıyoruz ve unutmuyoruz! Unutmuyoruz çünkü katledilen yüzlerce insanın kanı var bu topraklarda. Adım attığımız her alanda onlarla yaşıyoruz.

Gezi Direnişi’ndeki sokakları terk etmeyen irade, yıkılmış bir kenti tekrar inşa etmek için topraklarımızdan Rojava’ya yola çıkanların iradesi, direnen onurlu Filistin ve Lübnan halklarının ortak iradesidir. Bugün bu irade, gücünü; direnen Fernas işçilerinden, katledilen tüm kadınlar için sokakları doldurup taşıranlardan, özerk-demokratik üniversite talebiyle kayyum rektörlerle mücadele eden üniversitelilerden alıyor. Gençlik olarak her zaman ezilen halkların yanında duracak, nerede hukuksuzluk ve adaletsizlik varsa haykıracağız. Örgütlü direnişimizi büyütmeye devam edeceğiz.