Trakya Öğrenci Kolektifi ile üniversitenin nabzı: “Eğitimde Tasarruf Olmaz” kampanyası

Trakya Öğrenci Kolektifi, Üniversitenin Nabzı,

Öğrenci Kolektifleri’nin başlattığı “Eğitimde Tasarruf Olmaz, Alacaklıyız Alacağız!” kampanyasının içeriğini Trakya Üniversitesi öğrencisi Azra Demiraslan ile konuştuk. Üniversitede Orta Vadeli Program kapsamında gerçekleştirilen “tasarruf tedbirlerinin” kendilerini nasıl mağdur ettiği hakkında cevaplar veren Demiraslan aynı zamanda yakın zamanda Trakya Öğrenci Kolektifi’nin mücadele programına aldığı  “Kampüs 4.0’ın etkilerinden bahsetti. Demiraslan, bu uygulamanın “eğitimde tasarruf tedbirleri” ile olan ilişkisini de universiteli.org’a açıkladı.

2024 yılının Eylül ayında Mehmet Şimşek tarafından enflasyonu dizginlemeyi ve düşürmeyi hedefleyen Orta Vadeli Program açıklanmıştı. Bu ekonomi politikası kapsamında üniversitelerde uygulanan tasarruf tedbirlerinin Türkiye’nin mevcut ekonomisini düzeltebileceğini düşünüyor musunuz?

Üniversiteler üzerinde “tasarruf tedbirlerinin” etkilerini görüyoruz. Örneğin, Trakya Üniversitesi’nde dönem başında merkez kütüphanenin 7/24 açık olması gerekirken 22.00’a kadar sınırlandırılması, yeterli ışıklandırmanın yapılmaması, bazı fakültelerin yemekhanelerinin yalnızca akşam yemeği vermesi ve sistematik olarak zam yapılması, tasarruf tedbirlerinin üniversitedeki somut yansımalarıdır.

Tasarruf tedbirlerinin aslında Türkiye genelinde üniversiteli daha da yoksullaştırdığını görebiliyoruz. Zam yapılarak 3.000 TL’ye çıkarılan KYK burs-kredisi de bunun bir göstergesidir. Trakya’da üniversitelilerin ulaşıma ödediği miktar 1.000 TL’yi aşarken yemekhane zamlarıyla birlikte verilen bursların öğrencileri yoksullaşmaktan kurtaramadığı, geçinemediğimiz ve okurken çalışmak zorunda bırakıldığımız bir tablo ortaya çıkmaktadır. Bu örneklerde de görüldüğü gibi tasarruf tedbirleri ekonomiyi düzeltmiyor, aksine üniversitelileri daha da yoksullaştırıyor.

Açıklanan bu politikalar üzerine ortaya çıkan “Eğitimde Tasarruf Olmaz, Alacaklıyız Alacağız!” diyerek Ankara’ya gideceğiniz kampanyadan bize söz eder misiniz?

Ankara’ya “Eğitimde Tasarruf Olmaz!” diyerek tüm üniversitelileri davet ediyoruz. Tüm üniversitelerde bu politikaların somut yansımalarını görüyoruz. Örneğin, yakın zamanda İstanbul Üniversitesi’nin yemekhane fiyatı 25 TL’den 35 TL’ye yükseltildi. Trakya Üniversitesi’nde ise yemek zammıyla birlikte ikinci öğün fiyatı 111 TL’ye çıktı.

Bu politikalar yalnızca yemekhane zamlarıyla sınırlı kalmayıp, bizleri Orta Vadeli Program kapsamında yoksulluğa sürüklüyor. Bunun etkilerini ulaşım, barınma ve beslenme gibi temel haklarımızda da görüyoruz. Bu nedenle Orta Vadeli Program’ın rafa kaldırılmasını ve Türkiye ekonomisinin, üniversite bileşenlerinin katılımıyla en demokratik şekilde oluşturulacak bir komisyon tarafından planlanmasını talep ediyoruz.

Yoksulluğa sürüklenen üniversitelileri olarak mevcut durumdan memnun değiliz bu nedenle taleplerimizle birlikte 17 Mart’ta Ankara’ya gidiyoruz.

Trakya Üniversitesi’nde Kampüs 4.0 adında bir uygulama başladı. Siz de bunu protesto ettiniz. Kampüs 4.0’ın üniversiteliler için anlamı nedir, neden protesto ettiniz ve diğer sorularda bahsi geçen politikalarla ilgisi var mı sizce?

Bu durum, tam olarak bahsettiğimiz politikalar ile bağlantılıdır. Bahar döneminin başında kampüse döndüğümüzde, Bluetooth sistemiyle yoklama takibine alınacağımızı öğrendik. Ancak, bu takibin nasıl yapıldığı ile ilgili sorularımız cevapsız bırakıldı.

Proliz adlı şirketle yapılan anlaşma doğrultusunda, şirket hakkında daha önce Hacettepe Üniversitesi’nde ortaya atılan yolsuzluk iddiaları güvenlik endişelerini artırdı. Bunun yanı sıra, akademisyenlere inisiyatif hakkı tanınmadı ve sürekli denetlendiğimiz bir sistem dayatıldı.

Biz, hem okurken çalışmak zorunda bırakılıyoruz hem de yoksullaştırılıyoruz. Akademisyenler, bize inisiyatif tanıyabilirken, bu uygulamayla birlikte bu hak ortadan kalkıyor. Çalışmak zorunda olduğumuz için devamsızlık yapmak durumunda kalıyoruz. Çalışmazsak nasıl okuyacağız sorusuna bir yanıt verilmezken, aynı zamanda denetim mekanizmalarıyla üzerimizde baskı kuruluyor.

Üniversitelilerin devamlılığını kontrol altına alarak, öğrencilerin ve akademisyenlerin iradesi yok sayılıyor. Biz de bu uygulamaya karşı olduğumuzu belirterek, kaldırılması için bir imza kampanyası başlattık. Kampüs 4.0’a yatırılan para yerine, bizlere ücretsiz ulaşım ve yemek sağlanabilir. Ancak, bunun yerine şirketlere alan açılıyor. Bunları kabul etmiyoruz. Kampüslerimizde ve yurtlarımızda daha yaşanabilir bir hayat istiyoruz.


Demiraslan’ın ifade ettiği gibi eğitimde tasarruf başlığı altında barınma besleme ulaşım ve eğitim gibi kamusal haklar tasarrufa uğratılırken baskı denetim ve gözetim harcamalarına üniversite yönetimleri kesenin ağzını iyice açıyor. Yoksullukla mücadele eden üniversiteliler devamsızlık yaparak çalışmak zorundayken Kampüs 4.0 gibi uygulamalarla da eğitim hayatları giderek zorlaştırılıyor.

Haber: Dilan Çolak