Liseli Genç Umut: Ormanlar yanıyor, emekçiler ölüyor, sermaye büyüyor

Liseli Genç Umutçular, İstanbul Beşiktaş’ta orman yangınlarına karşı bildiri dağıtarak yürüdü. Liseliler, “Halkı yanan doğayla, dumanla, ölümle baş başa bırakıp lüks içinde yaşayanlardan hesap soracağız. Her ağaç, her canlı, her emekçi için mücadele etmeye devam edeceğiz.” diyerek yürüdü

Lİseli Genç Umut,

Liseli Genç Umut, İstanbul Beşiktaş’ta rant politikalarının ve sermaye sisteminin sebep olduğu orman yangınlarına karşı bildiri dağıtarak yürüdü. Bildiri dağıtımında, “ Biz buradayız çünkü bu ölümler kader değil, katliamdır!” ve “Halkı yanan doğayla baş başa bırakırken saraylarda sefa sürenlerden hesap soracağız!” denildi. Yürüyüşte yangınlara müdahale yerine sermayeye yatırım yapan Saray’ın sorumluluğu vurgulanırken, liseliler halkı birlikte mücadele etmeye çağırdı.

Liseli Genç Umut’un bildirisi şöyledir:

AFET DEĞİL KATLİAM: ORMANLAR YANIYOR, EMEKÇİLER ÖLÜYOR, SERMAYE BÜYÜYOR

Son dönemlerde ortaya çıkan çok sayıda orman yangını tesadüf değildir. Ülkemizin dört bir yanının alevler içinde olmasının sebebi sermaye devlet ilişkisidir. Her yıl yaşanan bu felaketler karşısında devletin kronik hazırlıksızlığı, ihmalkârlığı ve vurdumduymazlığı artık tesadüf değil, bilinçli bir tercihtir. Orman alanlarının büyük bölümü enerji, maden ve inşaat şirketlerine tahsis edilmek üzere planlanmakta, yangınlar ise bu dönüşümün bahanesi haline getirilmektedir.

Eskişehir Seyitgazi’de yangın bölgesinin %95’i maden ruhsatı ile kaplıydı
Yatağan’da yangın öncesi maden şirketleri ruhsat genişletme başvurusundaydı.
Bergama’da yangından sonra zeytinlikler altın madenine tahsis edildi.
Milas’ta yanan ormanlar, kısa süre sonra maden sahasına çevrildi.

Yangınların söndürülmesi için gerekli araçlar, eğitimli personel, uçaklar ve planlamalar yıllardır talep edilmesine rağmen sağlanmamıştır. Binlerce hektarlık orman arazisi bilinçli şekilde korumasız bırakılmış, çıkan her yangından sonra “doğal afet” bahanesine sığınılarak sorumlular hesap vermekten kaçmıştır. Bu yangınlar, doğayı ve halkı korumakla yükümlü olanların görevini sermayeye hizmet etmek adına terk ettiğinin açık göstergesidir. Senelerdir ormanlarımızın yanmasına, yakılmasına göz yuman iktidar bu gün bir yangın uçağının parasını saraylarda, konvoylarda, şatafatlı organizasyonlarda 4 günde çarçur etmektedir.

Erdoğan’ın 13 özel uçağından yalnızca bir tanesi satılsa, ülkeye 50 yangın söndürme uçağı alınabilir.
Cumhurbaşkanlığı’nın dört aylık harcaması, 29 yangın söndürme uçağı almayı mümkün kılacak düzeydedir.
AKP iktidarının toplamda 39 adet özel uçağa sahip olmasına karşılık Türkiye envanterinde sadece 27 adet yangın uçağı vardır. 

Bizler doğayı yok eden bu sömürü düzenini kabul etmiyoruz. Ormanlar, halkındır; yaşam alanlarımızı yok edenlere karşı sessiz kalmayacağız. Bu yangınların sorumlusu; görevini yapmayanlar, önlem almayanlar, ormanları ranta açanlardır. Halkı yanan doğayla, dumanla, ölümle baş başa bırakıp lüks içinde yaşayanlardan hesap soracağız. Her ağaç, her canlı, her emekçi için mücadele etmeye devam edeceğiz.

📍 Beşiktaş

“Yangınla mücadele etmeyenler, ormanları maden sahasına çevirenler, işçileri 53 liraya ölüme gönderenlerdir. Unutmayın ormanlar sermayeye değil, halka aittir!”

Ormanlarımız için bildirilerimizi dağıttık: Liseliler olarak doğamıza sahip çıkacağız!#ormanyangını pic.twitter.com/KUSeo8eyb7

— Liseli Genç Umut (@Liseli_GencUmut) July 28, 2025