İzmir’den Hacettepe’ye üniversiteliler faşist saldırılara karşı: “Üniversiteler faşizme mezar olacak!”
İzmir’de Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri, Hacettepe’de faşist provokasyonlara karşı kampüslerinde bir araya geldi

İzmir’de Ege Üniversitesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri, Hacettepe’deki faşist provokasyonlara ve saldırılara karşı kampüslerinde bir araya geldi. Üniversiteliler, Hacettepe öğrencilerinin yalnız olmadığını belirtirken bu saldırılara karşı mücadele edeceklerini de ifade etti.
Dokuz Eylül Üniversitesi
Dokuz Eylül Üniversitesi öğrencileri, “Üniversite faşizme mezar olacak” yazılı pankartla Yemekhane Meydanı’nda buluştu. Üniversiteliler, sloganlarla Hukuk Fakültesi’ne yürüyerek basın açıklaması düzenledi.
Yaptıkları açıklamada üniversiteliler, “Büyüyen, gelişen ve birbirinden güç alan bir gençlik hareketi var. Bu gençlik, kampüsünde sermayeye karşı, faşist çetelere karşı mücadele ediyor. İktidar, gençliğin bu mücadele ruhundan korkarak tüm aparatlarıyla üniversitelere saldırıyor” dedi.
Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğrenciler, Hacettepe’de yaşanan faşist saldırıya karşı dayanışmak için Hukuk Fakültesi önüne yürüyerek basın açıklaması gerçekleştirdi. pic.twitter.com/Xlrim4hlN0
— Kampüs Haber (@kurtulusakada) October 28, 2025
Ege Üniversitesi
Ege Üniversitesi öğrencileri, Ege Çarşı’da bir araya gelerek kampüs nizamiyesine yürüdü. Üniversiteliler, “Hacettepe’de faşistleri koruyan ÖGB ve polis, Ege’de bizi gözaltına aldı” diyerek her kampüsteki saldırılara karşı mücadeleyi büyüteceklerini, kampüslerini özgürleştireceklerini vurguladılar.
📍Ege Üniversitesi
ÜNİVERSİTE FAŞİZME MEZAR OLACAK!
Dün Hacettepe’de kayyum rektör tarafından desteklenen bir grup eli palalı faşist çete ÖGB tarafından korunarak yemekhane hakkı için mücadele eden arkadaşlarımıza saldırdı.
Bizler bugün Ege Üniveristesi’nden mücadeleyi… pic.twitter.com/L1YGEg2tBh
— Öğrenci Kolektifleri (@kolektifler6) October 28, 2025
İster soruşturma ister palalı çete…
Üniversiteliler, Hacettepe Üniversitesi’ndeki faşistlerin saldırısına dair üniversitelilere “Biz ne yapalım?” sorusunu soran özel güvenliğin İzmir’de kendi kampüslerinde de neler yaptıklarını hatırlattı.
“İlginçtir, bu ne yapacağını bilememezlik hali; söz konusu beslenme, barınma, geçinme hakları için stant açıp bir araya gelmeye çalışan Ege Üniversitesi öğrencileri olunca pek de ortada yoktu. Bu ne yapacağını bilememezlik hali, “Kampüslerimizde ırkçılığa, kadın düşmanlığına, gericiliğe izin vermeyeceğiz!” diyerek faşist topluluğun izinsiz açtığı masayı kaldırtmak isteyen Dokuz Eylül öğrencilerine gelince de ortada yoktu.”
Üniversiteliler yaptıkları basın açıklamasında, faşist saldırıların, kayyum rektörün soruşturmalarının ve gözaltıların kendilerini yıldıramayacağını söyledi. Üniversitelilerin ortak basın açıklamasının tamamı şöyle:
Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü, dün alçakça bir faşist saldırıya ev sahipliği yaptı. Günlerdir parasız, nitelikli beslenme hakları için mücadele eden, bu uğurda bir araya gelmiş ve yemekhaneyi kamulaştırarak hem Hacettepelilere hem de diğer tüm üniversitelilere “Başka bir yaşam mümkün”ü göstermiş olan arkadaşlarımıza; kampüslere sokulmuş bir grup faşist tarafından saldırıldı. Faşistler ellerinde palalarla, yüzleri örtülmüş, etrafta cirit atıyor, öğrencilere saldırırken ÖGB de polisler de yalnızca izledi. Hatta izlemekle kalmadı, eli palalı bu çetelerin sırtını sıvazladı; çeteye karşı bir şey yapmalarını isteyen öğrencilere cevapları “Biz ne yapalım?” oldu. Bu da yetmedi, hastanede kırmızı alanda müşahede altında tutulan bir arkadaşımız, polis tarafından kaçırılmaya çalışıldı. Hastane önünde faşist saldırı da, işkenceyle gözaltı da devam etti. ÖGB’nin sorusu kulaklarımızda: “Biz ne yapalım?”
İlginçtir, bu ne yapacağını bilememezlik hali; söz konusu beslenme, barınma, geçinme hakları için stant açıp bir araya gelmeye çalışan Ege Üniversitesi öğrencileri olunca pek de ortada yoktu. Bu ne yapacağını bilememezlik hali, “Kampüslerimizde ırkçılığa, kadın düşmanlığına, gericiliğe izin vermeyeceğiz!” diyerek faşist topluluğun izinsiz açtığı masayı kaldırtmak isteyen Dokuz Eylül öğrencilerine gelince de ortada yoktu.
Onun yerine Ege’de olanlar: Öğrencileri önce abluka altına, ardından işkenceyle gözaltına almak, gözaltı aracı içerisinde işkenceye devam etmek, sonraki günlerde de türlü soruşturmalarla öğrencilerin gözünü korkutmaya çalışmak.
Onun yerine Dokuz Eylül’de olanlar: Faşistlerin önüne örülen etten barikatlar, öğrencilerin etrafını çevikle sarıp onları abluka altına almak, faşistlerin yürüyüşlerini desteklemek.
Soruşturmalarıyla, ÖGB’siyle, polisiyle, eline öğrenci kartı verip kampüse soktuğu eli palalı faşistiyle iktidar ne yapmak istediğini gayet iyi biliyor. Büyüyen, gelişen bir gençlik hareketi var. Birbirinden güç alan, daha güzel bir yarının hayalini gittikçe katlanan bir hevesle kuran ve bunun için adımlar atabilen bir gençlik. Gençlik kampüsünde sermaye istemiyor, gençlik kampüsünde iktidarın da aparatlarını da istemiyor, gençlik kampüsünde faşist barındırmayacağına yemin ediyor. Gençlik “Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek!” diyor. İktidarın ödü işte bu mücadele ruhundan kopuyor. İşte bu yüzden iktidar elinde ne varsa onunla üniversiteye saldırıyor.
Bizler için eli palalı bu çeteler yeni bir görüntü değil, mazimiz eskiye dayanıyor. Onları ellerinde muştalarla DTCF’de gördük. Onları Ege Üniversitesi’nde, İstanbul Üniversitesi’nde, Yıldız Teknik’te gördük. Daha geri gidelim: Biz bu eli palalı çeteleri Maraş’tan biliyoruz, Sivas’tan biliyoruz. Ama bu çeteler; bu kampüsler, bu üniversiteler, bu memleket onların sanadursun, yanıldıklarını anlayacaklar. Faşizm elinde palasıyla da gelse, silahıyla da önümüze dikilse, yenilmeye mahkum. İktidarları çoktan sallantıda, saldırılar da bu yüzden boyutunu artırıyor, çünkü sonu gelecek. Bizler getireceğiz.
Ellerinden geleni artlarına koymasınlar, ister soruşturma, ister palalı çete, ister işkence.
Hakkımız olanı tekrar bizim yapmaya geldik, geri çekilmeye de hiç niyetimiz yok!
Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek!
Ne olmuştu?
Hacettepe Üniversitesi’ndeki “Reis değişimi ve bayrak devir teslimi töreni” adı altında düzenlenen faşist provokasyonun püskürtülmesinin ardından kampüsün farklı noktalarında pusu kuran faşistler, üniversitelilere palayla saldırırdı. Polis ve faşistlerin beraber gerçekleştirdiği saldırıda, bir üniversiteli başından yaralandı, çok sayıda üniversiteli gözaltına alındı. Yaralanan üniversiteliler, tedavi için gittikleri Bilkent Şehir Hastanesi’nde polis tarafından zorla ifadeye götürüldü. Bu duruma karşı duran 23 kişi ise saldırıyla gözaltına alındı.
Polis, faşistlerin palayla saldırısında başından yaralanan ve doktorun müşahede altında tutulması gerektiğini ifade ettiği üniversitelinin tedavisi bitmeden hastaneden çıkararak ifadeye götürmek istedi. Fakat alanda bulunan avukatlar, milletvekilleri, üniversitelinin sıra arkadaşları yaralı üniversiteliyi polise teslim etmedi. Üniversiteli ertesi sabah taburcu olduktan sonra avukatıyla ifade vermeye gitti.