Hacettepe’de faşistler hangi taleplere saldırıyor, üniversiteliler neye karşı direniyor?
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, 9 Ekim gününden beri yemekhanede rezervasyon sistemine geçilmesine ve Proliz uygulamasına karşı kampüste mücadele ediyor. Zamlı rezervasyon sistemini kabul etmediğini dile getiren üniversiteliler, defalarca yemekhanede turnikeden atladı, yemekleri kendileri dağıttı. Proliz uygulamasının ise kayyum rektörün kendilerini denetlemek için getirdiğini, bu uygulamanın akademisyenlerin ve üniversitelilerin inisiyatifini engellediğini belirtti
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, 9 Ekim gününden beri yemekhanede rezervasyon sistemine geçilmesine ve Proliz uygulamasına karşı kampüslerinde mücadele ediyor.
Üniversiteliler, 9 Ekim günü yaptıkları eylemde kayyum yönetim ile görüşmüş, taleplerin pazartesiye kadar yerine getirilmemesi halinde eylemliliklerine devam edeceklerini söylemişlerdi. 9 Ekim günü bu talepleri ve Proliz uygulamasının kaldırılması için topladıkları 1042 imzayı rektöre temsil etmişlerdi.
Kayyum rektörden herhangi bir geri dönüş alamayan ve talepleri karşılanmayan üniversiteliler, 17 Ekim’den bu yana yemekhane önünde buluşarak zamlı rezervasyon sistemini kabul etmediklerini söylüyor, turnikelerden atlayıp yemekleri parasız alıyor ve bankolara geçip yemek servislerini de kendileri yapıyor.
Hacettepe Üniversitesi’nde üniversiteliler; yemekhanede rezervasyon sisteminin kaldırılması için Rektörlük binasına doğru yürümüş, polis ve özel güvenliğin saldırılarıyla gözaltına alınmıştı.
Hacettepe Üniversitesi’nde üniversiteliler, kendilerine “Hacettepe Ülkücü Teşkilatı” diyen faşist çetenin, “Reis değişimi ve bayrak devir teslimi töreni” adı altında düzenlediği faşist provokasyonunu püskürtmüştü. Ardından, özel güvenliğin ve polisin de katılımıyla faşistler üniversitelilere saldırdı.
Hacettepe’de faşistlerin ve özel güvenliğin saldırdığı üniversitelilerin talepleri şöyle:
- Rezervasyon uygulaması kalkacak
- Yemekhane zamları geri çekilecek
- Proliz uygulaması kaldırılacak
Yemekhanede rezervasyon uygulaması
Hacettepe Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü, üniversitelilere gönderdiği e-posta ile 15 Ekim Çarşamba itibariyle yemekhaneden yemek yiyecek bir öğrencinin önceden rezervasyon yaptırması gerektiğini duyurdu. 35 TL olan yemekhane ücreti rezervasyon yapılırsa 40 TL, rezervasyon yapılmadığı takdirde 50 TL olacak şekilde zamlandı.
Kayyum yönetim, bu kararın gerekçesin, yemekhanelerde gıda israfının önüne geçmek, kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması olarak gösterdi.
Hacettepeli öğrenciler; yemekhanede rezervasyon sistemiyle erişimin kısıtlandığını ve yemek ücretlerini arttırılmasıyla da beslenme haklarına ulaşamadıklarını söylüyor.
Üniversiteliler, kayyum rektörün yurt problemlerine ve beslenmeye bir bütçe ayırmadığını aksine “gıda israfı” , “kamu kaynaklarının etkin kullanımı” gibi söylemlerle yemek ücretlerine zam getirdiğini söyledi. Üniversiteliler, talepleri karşılanana dek eylemlerine devam edeceklerini de dile getirdi.
Kayyum rektör kimi koruyor?
Yemekhanedeki rezervasyon sistemi Etisan Proje’nin geliştirdiği bir sistemle hayata geçti. Etisan Proje, aynı zamanda İsrail merkezli şirket olan 1xHub ile 2023 yılında gerçekleştirdiği iş birliği ile bilinmektedir. Etisan Proje’nin bağlı bulunduğu Etisan Holding’in Yönetim Kurulu Başkanlığında bulunan Mert Özgün, aynı zamanda DEİK (Dış Ekonomi İlişkiler Kurulu) Türkiye İsrail İş Konseyi Başkanlığı’nı yapmaktadır.
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, yemekhanede rezervasyon sistemine karşı çıkarken İsrail’le iş birliği içinde olan Etisan Proje’yi kampüslerinde istemediklerini de söylüyor. Üniversitelilerin yemekhane eyleminde, polis ve özel güvenliğin saldırılarıyla 38 üniversiteli gözaltına alınmıştı. Gözaltına alınan bir üniversiteli şunları söylemişti:
“Biz beslenme hakkımıza sahip çıkarken polis kimleri koruyor? Polis Etisan Şirketi’ni koruyor! Etisan, Filistin’e kan taşıyan İsrail’le iş birliği içinde bir şirket. Polisler sadece bizim beslenme hakkımıza saldırmıyor, aynı zamanda İsrail’le iş birliği yapan bu şirketin çıkarlarını da koruyor.”
Proliz uygulaması
Hacettepe Üniversitesi öğrencilerinin bir diğer eylem konusu ise Proliz uygulaması. Zorunlu e-yoklama sistemi olan Proliz, öğrenci ve akademisyenlerin inisiyatifini ortadan kaldırıyor.
Üniversiteliler, “Proliz Mobil” adlı uygulamayı indirerek kullanıcı adı ile giriş yaptıktan sonra “yoklama” kısmını seçiyor. Yoklama ekranında yoklama alınacak günün ve dersin işaretlenmesinin ardından yoklamanın QR kod, şifre veya bluetooth seçeneklerinden hangisiyle yapılacağı seçiliyor.
QR kod ile yoklama alınırken, sistem belirlenen süre boyunca her 5 dakikada bir yenilenen QR kod üretiyor. Üniversiteliler, bu kodu taratarak yoklamaya katılabiliyor. Bluetooth ile yoklama seçildiğinde yoklama başlatan akademisyenin telefonunun bluetooth’u üzerinden bağlantı sağlıyor. Şifre ile yoklama seçildiğinde ise ekran üzerinde 6 haneli bir şifre oluşturuluyor. Üniversiteliler, şifreyi kendi ekranlarına girerek yoklamaya katılmış oluyor.
Fişleme ve denetim aracı
Üniversiteliler, Proliz uygulamasının derslerin ötesinde bir fişleme ve denetim aracı olarak kullanıldığını da belirtti.
Proliz uygulamasının gizlilik politikasında “kullanıcı bilgileri, ancak resmi makamlarca bu bilgilerin talep edilmesi halinde açıklanabilecektir” maddesi yer alıyor. Bu madde, verilerin hangi kurum veya makamla paylaşılacağını, paylaşılma gerekçesi belirtmiyor.
“Proliz uygulamasıyla beraber bizleri fişlemek ve soruşturma açmak istemektedir. Biz, bu uygulamayı kabul etmiyoruz. Bizler eskisi gibi inisiyatifin tamamen akademisyenlerimizde ve bizde kalsın istiyoruz.”
Öte yandan, üniversitelilerin kişisel verileri özel bir yazılım şirketine aktarılırken şirketin “veri sorumlusu kimdir” , “veri işleyen kimdir” sorularına ise yanıt verilmiyor. Üniversitelilere bu aktarımın, KVKK madde 10 gereğince yapılması gerekilirken uygulamanın gizlilik politikasında herhangi bir aktarım bulunmuyor.
Bütçe nereye kullanılıyor?
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, Proliz gibi uygulamalar üzerinden üniversitenin sermaye ile iş birliği içerisinde olduğunu ama kendilerinin barınma, beslenme gibi problemlerine hiçbir çözüm üretilmediğini söyledi.
Üniversiteliler, Proliz gibi uygulamalara ayrılan bütçe için kendi haklarının kısıldığını, üniversiteye ayrılan 14 milyar ödeneğin ise kendileri için kullanılmadığını belirtti.
,
