DTCF’de üniversitelilere saldıran faşistler serbest, saldırıyı püskürten üniversiteliler ise gözaltında
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde yemekhaneye yapılan zamma ve üniversitedeki çeşitli sorunlara karşı yemekhanede bildiri dağıtan üniversitelilere faşistler saldırdı. Üniversiteliler, faşist saldırıyı püskürttükten sonra polis üniversitelileri abluka altına aldı. DTCF öğrencilere desteğe gelen başka üniversitelerden öğrencilere saldıran faşistlere ise polis müdahale etmedi. En az 9 üniversiteli gözaltına alındı
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde üniversiteliler, yemekhaneye yapılan zamma ve üniversitedeki çeşitli sorunlara dair 27 Ekim’de eylem yapacaklarını duyurmak ve sıra arkadaşlarını davet etmek için yemekhanede bildiri dağıttı. Özel güvenlik üniversitelilerin bildiri dağıtımını engellemeye çalışırken faşistler, bildiri dağıtan üniversitelilere saldırdı.
DTCF öğrencileri, faşist saldırılara rağmen bildiri dağıtımına devam etti ardından orta bahçeye indi. Faşistler, orta bahçede bir kez daha üniversitelilere saldırınca kampüse giren polis, üniversitelileri gözaltına aldı.
DTCF öğrencilere desteğe gelen başka üniversitelerden öğrencilere saldıran faşistlere ise polis müdahale etmedi. En az 9 üniversiteli gözaltına alındı.
Üniversitelilerin talepleri
27 Ekim’de yapacakları eylem için bildiri dağıtan üniversiteliler, şunları talep ediyor:
- Yemekhane zamlarının geri çekilmesi ve akşam yemeği fiyatının öğle yemeği ile eşit olması
- Kütüphane kapanış saatinin daha ileri bir saate alınması
- Okul tuvaletlerindeki sabun, tuvalet kağıdı eksiği gibi hijyen problemlerinin çözülmesi
- Ankara Üniversitesinin diğer fakültelerinden öğrencilerin Dil-Tarih’e girebilmesi.
Özel güvenliğin engellemeye, faşistlerin saldırmaya çalıştığı bildiri
Özel güvenliğin “dekanlığın izni yok diyerek” engellemeye çalıştığı, faşistlerin ise saldırdığı bildirinin tamamı ise şu şekilde:
Ankara Üniversitesi, ülke genelinde en yüksek bütçe alan üniversite olmasına rağmen tuvaletlerde tuvalet kağıdı ve sabun dahi bulunmazken rektörlük şirketleşmiş üniversite modelinin vitrini olan projelerle övünüyor. Vitrini süslemek dışında bir işlevi olmayan projelerle övünürken gerçekten bir şeyler üretmek isteyen zihinler sanki 9-5 bir iş yeriymiş gibi işleyen kütüphane saatlerine takılıyor. Bilginin zamanı memurun zaman çizelgesine göre işliyor. Ve bu durum vize ile final dönemlerinde dahi değişmiyor. Öğrencinin yaşam alanı olması gereken üniversite, öğrencilerinin değil yönetmeliğin isteklerine ve ihtiyaçlarına göre şekillendiriliyor. Bizler, kendimizi üniversite öğrencisi olarak görsek de belli ki iktidar maşası kayyum rektör ve eski AKP milletvekili Necdet Ünüvar bizi üniversite öğrencisi değil, sermaye için birer müşteri olarak görüyor. Zira aylık yemekhane ücretlerinin öğlen 40 akşam 80 lira gibi başka bir üniversitede bulunmayan bir sermaye mantığı ile yönetilmesi ve aylık 3 bin lira olan KYK bursunun üstünde olması, başka türlü açıklanamaz! Aynı zihniyet Hacettepe Üniversitesi’ndeki arkadaşlarımızın da yemekhane ile ilgili taleplerine kampüslerine polis sokarak postal sesleriyle, baskı ve korkutma politikası izleyerek karşılık verdi.
Gözaltına alınan üniversiteliler anlatıyor
DTCF öğrencilerine saldıran faşistler yerine dayanışmaya giden en az 9 üniversiteli gözaltına alındı. Üniversiteliler, gözaltılara rağmen DTCF’de mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.
Arkadaşımız Kerem neden gözaltına alındıklarını anlatıyor:
DTCF’de faşist çetelerin saldırısı sonucu arkadaşlarımıza destek olmak isterken çevik kuvvet tarafından saldırıya uğradık, işkenceyle gözaltına alındık.
SORUYORUZ: NİTELİKLİ BESLENME HAKKINI SAVUNAN ÖĞRENCİLER… pic.twitter.com/X0zteiT5Du
— Öğrenci Kolektifleri (@kolektifler5) October 21, 2025
Hacettepe’den DTCF’ye öğrenci dayanışması
Hacettepe Üniversitesi öğrencileri, DTCF’de nitelikli ve parasız beslenme hakkını savundukları için gözaltına alınan üniversiteliler için basın açıklaması gerçekleştirdi.
Hacettepeli öğrenciler; basın açıklamasında kayyum rektörlerin, özel güvenliğin ve faşist çetelerin iş birliğine dikkat çekti. Üniversiteliler, bu iş birliğine karşı üniversiteleri ve hakları için direnmeye devam edeceklerini vurguladı.
Hacettepeli öğrencilerin açıklamasının tamamı ise şöyle:
“Bugün Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nde faşist çeteler üniversite öğrencilerine saldırıda bulundu. Ardından 9 üniversiteli arkadaşımız, polis tarafından işkenceyle yaka paça gözaltına alındı. Bu saldırı neden yapıldı? Çünkü arkadaşlarımız, en temel haklarını nitelikli beslenme hakkını savundular. Arkadaşlarımız, fakülte yemekhanesinde insanca koşullar, adil fiyatlar ve öğrencilerin yaşamını kolaylaştıracak düzenlemeler istediler. Bu taleplerin karşılığı yumruk ve gözaltı oldu. Görmekteyiz ki, Saray rejiminin ve kayyumlarının öğrencinin en temel hak talebine dahi tahammülü kalmamış, gözü dönmüş haldedir. Tüm çıplaklığı ile ortadadır: Üniversitelerimiz işgal altındadır!
Bu saldırı; öğrencilerin demokratik hak arayışlarını bastırmak için organize edilen, AKP’nin denetiminde, MHP, Ülkü Ocakları ve ÖGB iş birliğiyle yürütülen sistematik bir saldırıdır. Geçtiğimiz hafta bizim üniversitemizde de aynı senaryo sahnelenmişti. Yemekhane zammına karşı çıkan 38 arkadaşımız, işkenceyle gözaltına alınmış 8 arkadaşımız geceyi nezarethanede geçirmişti. Bugün DTCF’de yaşanan da aynı faşist zihniyetin devamıdır. Bu çetelerin tek amacı öğrencilerin hak mücadelesini provoke etmek ve Saray rejiminin baskı politikalarını kampüslere taşımaktır. Ancak ne yaparlarsa yapsınlar biz haklarımızı savunmaya devam edeceğiz. Bilsinler ki faşist çeteleri ve iş birlikçileri kampüslerden söküp atacağız. İş birlikçi polislerin saldırılarına rağmen üniversitelerimizi savunmaya, haklarımız için direnmeye devam edeceğiz. Nitelikli beslenme haktır, barınma haktır, ulaşım haktır.
Kampüsleri çetelere, polislere kayyumlara bırakmayacağız. Hacettepe’den Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’ne üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek!”
