Depremzede üniversitelilerin Ege Üniversitesi Öğrenci Köyü’nden çıkarılmasına karşı bir araya gelindi
Ege Üniversitesi Öğrenci Köyü’nün özelleştirilmesinin ardından daha önceden ücretsiz barınan depremzede üniversitelilerden geriye yönelik 19 bin TL istenmişti. Ege Üniversitesi öğrencileri, depremzede üniversitelilerin istenilen miktarı ödeyemedikleri için Öğrenci Köyü’nden çıkarılmasına karşı bir araya geldi

Ege Üniversitesi öğrencileri, depremzede üniversitelilerin Öğrenci Köyü’nden çıkarılmasına karşı bir araya geldi. Öğrenci Köyü önünde toplanan üniversiteliler, barınma hakkının pazarlık konusu olmadığını söyleyerek depremzede üniversitelilerden geri yönelik 19 bin TL isteyen kayyum rektör Necdet Budağ’a ve yurt yönetimine tepki gösterdi.
Üniversiteliler, yaptıkları basın açıklamasında depremzede üniversitelilere yönelik baskıyı kabul etmediklerini, mücadeleyi büyüteceklerini ifade etti. Üniversiteliler yaptıkları basın açıklamasında şunları söyledi:
“Ya bu karanlık sömürü düzenine boyun eğip güvencesizliğin bataklığında boğulacağız ya da birleşerek mücadelemizi devam edeceğiz. Hak ettiğimiz yaşamı tırnaklarımızla söküp alabilmek için de tek yapabileceğimiz budur. Bunun bir kriz olmadığını, bir devlet suçu olduğunu ve bu devlet suçunun, anayasal hakkın direkt olarak kayyum rektör aracılığıyla yapıldığını da buradan teşhir ediyoruz. Bir kamu malı olan öğrenci Köyü’nü Egeleyiz adlı bir şirkete peşkeş çekip, depremzede öğrencileri hiç beklenmedik bir anda, ‘ya 19.000 lira verin ya da buradan gidin’ diyen rektör Kayyum Necdet Budağ’ın ta kendisidir. Son 10 yılda 19 milyona aşkın üniversite öğrencisi sadece kirayı, yemeğini karşılayamadığı için okulu terk etmek zorunda kaldı. 10 yılda 15 milyon genç denilen noktadan 10 yılda 19 milyon geleceksiz üniversite gençliğinin yaratıldığı bir düzenin ta içinden sesleniyoruz.
Bizi okullarımızdan koparanlar, lüksten, israftan, saraylardan vazgeçmeyen ancak gencecik hayatlar için bir yurt masrafını, bir yurt parasını fazla görenlerdir. Okulun kapılarına, okulun özel güvenliğine bütçe ayırabilen rektör, öğrenci yurdunu sırf sermayenin çıkar hırsı uğruna özelleştirmiş ve peşkeş çekmiştir. Aldığımız duyumlar şöyle, bugüne kadar 200 civarı öğrenciyle at pazarlığı yapılıp, ‘taksitlere bölün, gelin bize bu paranızı ödeyin ve burada barının’ dendiği bilgisi bize ulaşmıştır.
Depremzede öğrencilerin barınma hakkıyla, genel olarak barınma hakkıyla hiçbir şekilde pazarlık yapılamaz. Barınma en temel haktır ve engellenemez. Depremzede arkadaşlarımıza dönük saldırı, bugün ücret ödemek için sözleşme imzalamazlarsa yarın yurt katlarının iptal edileceği tehdit ile başlarında Demokles’in kılıcı gibi sallanmaktadır.
Unuttukları bir şey var. Üniversiteler mücadele geleneğinin adıdır. En geniş zamandan, en geçmiş zamandan bu yana bu böyle gelmiştir. Üniversite gençliğini yıldırmak isteyen rektör, devlet ve yurt yönetimleri karşısında yine bizi bulacaklardır. Çünkü biz bu geleneğin mirasçılarıyız. Depremzede arkadaşlarımızın yurt kartını iptal etmek demek, onları sokakta bırakmak demektir. Bu yalnızca bir barınma saldırısı olarak görünmemeli. Bugün Ege Üniversitesi’nin bütün alanlarında, akademisinden yurduna, yemekhanesinden adım attığımız alana kadar sürekli sermayeye peşkeş çekilmiş bir üniversitenin, bir kampüsün acı acı gözler önüne serilmesidir. Biz öğrenciler olarak diyoruz ki: Birimizin kapısına kilit vurulursa hepimizin geleceğine zincir vurulmuş olur. Bu iradeyi tanımıyoruz, bu baskıyı da asla kabul etmiyoruz.
Taleplerimiz sıradan idari talepler olarak algılanmamalıdır. Bu üniversitenin gerçek sahiplerinin sözü olduğu taleplerimizin bilinmelidir. Siz depremzede bir öğrenciye ‘ücret ödeyeceksin, yoksa sokakta kalırsın’ dersen o öğrenci ne eğitimine odaklanabilir ne de hayatında kendi yapabileceklerine odaklanabilir. Bizler Ege Üniversitesi öğrencileri olarak şunu diyoruz ki: Bu saldırı yalnızca depremzede arkadaşlarımıza yapılmadı. Bu saldırı, ileriki zamanlarda bütün yurtların sermayeye nasıl peşkeş çekileceğinin; yurt yönetimlerinin istediği zaman depremzede de olsanız, hasta aileniz de olsa, babanız emekli de olsa, anneniz çalışmak zorunda da olsa, zam gelmemiş 3 bin lira bursla yaşamak zorunda da olsanız kapının önüne konulabileceğinizin göstergesidir.
Bu mücadele burada kalmayacak, bu mücadele giderek büyüyecek ve biz Ege Üniversitesi öğrencileri olarak bir kez daha söylüyoruz: En temel insan hakkı olan barınma hakkı gasp edilemez.”
Basın açıklamasının ardından üniversiteliler, Öğrenci Köyü önünde oturma eylemi yaptı.
Ne olmuştu?
Ege Üniversitesi Öğrenci Köyü, ekim ayında Sağlık, Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı’ndan alınarak Egeliyiz Konaklama Yemek Hizmetleri Gıda Turizm İnşaat Ltd. Şti’ne devredildi. Öğrenci Köyü’nde daha önce ücretsiz barınan üniversitelilerden; ekim, kasım ve aralık ayları için 19 bin TL ödemeleri istendi.
Toplam 19 bin liralık ödemenin yapılmadığı gerekçesiyle depremzede üniversitelilerin giriş kartları herhangi bir resmi bildirim yapılmadan bloke edildi. Üniversiteliler, geriye dönük kira talep edilmesi ve giriş kartlarının vize haftasında bloke edilmesi nedeniyle yurttan atılma tehlikesiyle karşı karşıya olduklarını belirtti.