Bu hikâyeyi gençlik T A M A M layacak
21 Mayıs 2018 |
Erdoğan’ın gayrimeşru iktidarını sürdürmek için yeni hamlesi olan baskın seçime karşı gençliği bir adım öne davet ediyoruz! Seçime ilişkin tavrımız, gençliği bağımsız bir politik özne olarak, yani gençlik hareketi olarak örgütleme iddiasıdır. Erdoğan’ı durdurmaya, meclis çoğunluğunu Cumhur İttifakı’ndan almaya ve bu ülkeyi akıl ve bilim ışığında yeniden kurmaya çağırıyoruz.
16 yıllık iktidarında gençliğe ve üniversiteye dair ikna edici, ilerletici hiçbir politika geliştiremeyen Erdoğan, yine oy istemek ve ülkeyi tek başına yönetmek için karşımıza geçti. 16 yıllık eğitim, gençlik ve üniversite programından çıkan sonuçlar ortadadır. Yasaklar, ayrımcılıklar, torpiller, geleceksizlik gençliğin kendini gerçekleştirmesinin önünde engel olarak büyümüştür. Akıl ve bilimden uzaklaşan, dogmayı hakikat olarak sunan, eğitimi cemaat ve tarikatlara peşkeş çeken Erdoğan’ın hikâyesinde sona gelmiş bulunuyoruz. Ancak bu son, kendiliğinden gerçekleşemeyecek kadar sorunlu; gençliğin kararlılığına direnemeyecek kadar da olanaklıdır. Tam da burada, Erdoğan’lı yıllarda büyümüş, ilk politik deneyimlerini Erdoğan’a karşı edinmiş milyonlarca üniversiteliyi Erdoğan’ın hikâyesine son yazmak için tarih sahnesine çıkmaya çağırıyoruz.
Kendi hikâyemizi kendimiz yazacağız! Gençlik, Türkiye siyasi hayatının belirleyen öznesi olma rolüne aşinadır. Siyasette nesne, kitle, oy deposu olarak değil; doğrudan doğruya bir politik aktör olarak var olmuştur. Bugün de ihtiyaç olan, gençliğin sol ilke ve değerlerle donanmış bağımsız siyasi programıyla ve büyük bir kitle seferberliğiyle Erdoğan’ı durdurmaya girişmesidir. Çağrımız tam olarak burayadır; sokağa, mücadeleye yöneliktir. İktidarı gayrimeşru seçimlerle, zor yoluyla ve devletin tüm olanaklarıyla elinde tutan Erdoğan, ancak büyük bir kitle seferberliğiyle durdurulabilir ve gençlik hareketi bunun öncüsü olmaya adaydır.
Üniversite, bu seçim döneminin ayırt edici, bağımsız siyasi öznesi olarak öne çıkmalıdır. Üniversite, memleketin aklıdır. Memleketin aklını bölene, memleketin geleceğini akıldışı odaklara teslim edenlere üniversiteden oy yok. Ancak meselemiz sadece oy vermemek değil; üniversiteyi Erdoğan’ın karşısına dikmeye hazırlanıyoruz. Memleketin Erdoğan diktatörlüğünden kurtuluşunun ve yeniden kuruluşunun reçetesi olmak için gençlik hareketinin tarihsel sorumluluğunu hatırlatıyoruz. Bu akılla yola çıkıyoruz. Sokaklarda, kent meydanlarında, kampüslerimizde Erdoğan’ı durdurma seferberliğine girişiyoruz.
Gençliğin sözü var!
Stratejik hedefimiz, en nihayetinde Tayyip Erdoğan diktatörlüğünü durdurmak ve arzuladığımız dünyayı sol ilke ve değerlerle bugünden yaratabilmek, gençliği buna seferber edebilmektir.
Bu süreçte onlarca miting yapıldı ve daha da yapılacak; ancak gençliğin kaygıları tam anlamıyla dillendirilmiyor. Gençlik, gönlü fethedilmesi gereken bir oy kitlesi olarak görülüyor. Bu algıyı değiştirmek için de sorumluluk alıyoruz.
1-) Özgürlük istiyoruz! Yasaklardan, yaşamımıza müdahaleden, sansürden, baskıdan S I K I L D I K. Polis işgali altındaki üniversitede bilim, OHAL karanlığına mahkûm ülkede demokrasiden söz edilemez.
2-) Aklın ve bilimin iktidarını istiyoruz! Erdoğan iktidarı son hızla akıl ve bilimden uzaklaşmakta ve ülkeyi de bu karanlığa sürüklemektedir. Akademideki ihraçlardan sonra üniversiteler, akademik anlamda ciddi bir nitelik kaybetmiştir. Skandal sayılabilecek doktora tezleri bu ülkenin “normal”i olmaya başlamıştır. Akademik kadrolarda liyakatın adı bile geçmemekte, kayırma yaygınlaşmıştır. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi’nde yaşanan katliam, bu kadrolaşmanın ve kadrolara alınan insanlar arasındaki yaygınlaştırılan ihbarcılık anlayışının sonucudur. Artık akıl ve bilim dışında bir otoritenin üniversitede bulunmasını istemiyoruz.
3-) Kamusal, bilimsel, nitelikli eğitim istiyoruz! 16 yılda bir çivi dahi çakamadıkları eğitim sisteminden S I K I L D I K. Enkaz haline getirdikleri eğitim sisteminin bu ülkeye bir gelecek sunmayacağı açıktır. Üniversitede okurken barınma sorunu, mezun olduktan sonra kredi borcu sorunu yaşamak istemiyoruz. Hayvanat bahçesi müdüründen TÜBİTAK başkanı yapan kayırmacılığı kabul etmiyoruz. Bu ülkede yaşayan herkes için kamusal, bilimsel, nitelikli eğitim istiyoruz.
4-) Kendi ülkemizde kendi kararlarımızla yaşamak istiyoruz! Bugün binlerce genç yurt dışına kaçmayı zorunluluk görüyor. Kendi ülkemizde, Erdoğan tarafından sürekli aşağılanan “artıklar” olmayı kabul etmiyoruz. Tek adam kararlarıyla geleceğimizin belirlenmesine razı değiliz. Burası bizim ülkemiz ve biz burada kendi kararlarımız, fikirlerimiz, yaşam tarzımızla var olacağız. Yaşanabilir bir ülke istiyoruz!
5-) Eşitlik istiyoruz! Kadın düşmanlığı, ataerkillik, cinsiyetçilik bu ülkeyi kadınlar ve LGBTİ+’lar için yaşanmaz hale getiriyor. Mezhepçilik, ırkçılık bu ülke halklarını birbirinden uzaklaştırıyor. Zenginleri daha zengin, yoksulları daha yoksul eden bu düzende, bu ülkede yaşayanlar için ortak iyi gelişememektedir. Gençlik, eşitsizliklere karşı da eşitsizlikleri körükleyen Erdoğan’a karşı da bayrak açıyor.
Erdoğan’a oy yok!
Bu ülkede Tayyip Erdoğan’dan en rahatsız olan kesim gençliktir. Tayyip Erdoğan’ı en çok rahatsız eden kesim de gençliktir. Seferberlik vaktidir. Yeteneklerimizi, enerjimizi bu talepleri örgütlemeye, Erdoğan diktatörlüğünü yıkmaya vakfetmemizin vaktidir.
“Erdoğan’ı gençliğe sor” diyerek yola çıkıyoruz. Kampüslerimizde sınıf sınıf, kentlerimizde sokak sokak Erdoğan’ı anlatacağız. Erdoğan’ı en iyi biz biliriz! 16 yıldır eğitime, bilime, gençliğe neler yaptığını en iyi biz biliriz. Erdoğan’ın en baskıcı, en yasakçı yanını da biliriz; o yasakları nasıl deleceğimizi de biliriz! “Özgürlük düşmanı, laiklik düşmanı, bilim düşmanı, cinsiyetçi Erdoğan’a oy yok” sözünün sokakları sarmasının zamanı gelmiştir.
Gençliğin politizasyonuna, kendimize güveniyoruz. Sol ilkelerin görünürlüğünü ve inandırıcılığını sağlamak için bu seçim döneminin bir fırsat olduğunu biliyoruz. Gençliğin politik temsiliyetini gençlik hareketinden başkası üstlenemez. Gençliğin politik temsiliyetinin merkezinin de sokakta olduğunu göstermenin en büyük fırsatlarından biridir bu seçim süreci.
Gençliğin talepleri sokakları kuşatmalı. Eşitlikçi, özgür, laik bir ülkenin, demokratik ve özgür bir üniversitenin taleplerini örgütlemenin ve bu sürece yansıtmanın zamanıdır. Gençlikten oy isteyen her adayın karşısına bu mücadeleyi çıkarmanın zamanıdır.
Erdoğan’a oy vermemek de seçime dair taktikte yeterli olmayacaktır. Meclis çoğunluğunun Cumhur İttifakı tarafından kazanılmaması için ve Kürt halkının siyasi temsili için HDP’nin barajı aşması gereklidir.
Seçimlerin serbest/demokratik bir ortamda geçmeyeceği aşikârdır. “Seni başkan yaptırmayacağız” çıkışı nedeniyle bugün cezaevinde tutulan Demirtaş’ın da serbest kalması gerekmektedir. OHAL koşullarının Erdoğan’a oy güvencesi olarak yansıması engellenmelidir.
Sandığa giden üniversitelilerin ilk amacı Erdoğan’ı durdurmak olacaktır. Ancak sağ projelere, sağ adaylara, düzenin sağcı/onarımcı bir planla kurtarılmasına da rıza göstermeyeceğiz. Bu yüzden sandıkta da sol değerleri, ilkeleri benimseyen adaya oy verilmesi gerekmektedir.
Ancak gençliği bağımsız bir politik özne olarak, yani gençlik hareketi olarak örgütleme iddiası asıl olandır.
24 Haziran’a hazır olalım!
24 Haziran günü, memleket tarihinin en kritik seçimlerinden birini yaşayacağız. Gerilimli geçecek seçim sürecinin sonunda, seçim günü de görevlerimiz bitmiyor. Verilecek oyların güvenliğini sağlamak da yine bize düşmekte. Herkesi sandıkları da korumaya çağırmak zorundayız.
YSK’da yapılabilecek olası bir seçim hilesine karşı da gerek il seçim kurullarını gerek YSK’yı kuşatabilmeye hazır olmalıyız. Unutmayalım, bizim taleplerimizin de ilkelerimizin de tutunabileceği tek yer sokak. O talepler ve ilkeler gerekirse YSK’yı da kuşatmalı.
Bu hikâyeyi gençlik T A M A M layacak!
En fazla sıkıştırdıkları zamanlarda dahi bir açığını bulup T A M A M diyebiliyoruz. Bu hikâyeyi daha fazla uzatmanın anlamı yok. Ankara’daki o devasa sarayın ardında arzularımız duruyor. Özgürlük duruyor, eşitlik duruyor, laiklik duruyor, demokrasi duruyor. Akıldan, bilimden, gençliğimizden aldığımız güçle; bu hikâyeyi gençlik T A M A M layacak!