“Alacaklıyız, alacağız!” kampanyası duyuruldu!
Öğrenci Kolektifleri; parasız, bilimsel, nitelikli bir eğitim için “Alacaklıyız, alacağız!” kampanyasını, dün Beyazıt Ana Kapı önünde gerçekleştirdiği eylemle duyurdu. Ulaşım, barınma, nitelikli eğitim sorunları ile boğuşan üniversiteliler, üniversitelerinde kendileri için alınan kararlarda söz, yetki, ve karar hakları için Vezneciler’den Ana Kapı’ya yürüdü.
Yürüyüş başladıktan sonra “Kayyumlardan, Tarikatlardan, AKP’den Alacaklıyız! Hakkımızı Alacağız” yazılı pankart açan öğrenciler “Katillerden hesabı gençlik soracak” ve “Üniversite biziz, biz geleceğiz” sloganları attılar.
Coşkunun hayli yüksek olduğu eylemin sonunda Ana Kapı’ya ulaşan öğrenciler, burada bir basın açıklaması gerçekleştirdiler. Basın açıklamasında katledilen arkaşlarını da unutmayan öğrenciler, niteliksiz barınma koşulları, 11 üniversiteye kayyum rektör atanmasını, YÖK ile Ticaret Bakanlığı arasındaki İhracat Akademisi anlaşmasını ve denetimsiz asansörlerle, yemekhanelerle, 21 kişilik odalarla niteliksiz hayatlar süren sıra arkadaşlarımı unutmadı.
Basına ve kamuoyuna;
Bugün, Beyazıt Ana Kapı önünde üniversite öğrencileri olarak kayyumlardan, tarikatlardan, AKP’den alacaklıyız demek için bir araya geldik. Eğitim hakkı gasp edilen, niteliksiz barınma koşullarına mecbur bırakılan tüm sırarkadaşlarımıza bir çağrı getirdik.
Yeni dönem gelirken üniversitelerimizdeki hak gaspları, niteliksiz barınma koşulları da beraberinde geldi. 11 üniversiteye kayyum rektör atanarak bir kez daha üniversite bileşenlerinin sözü, yetkisi, kararı çiğnendi. YÖK ile Ticaret Bakanlığı arasındaki İhracat Akademisi anlaşmasıyla, üniversite eğitimine yönelik Eylem Planı’yla üniversitelerimize sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda saldırıların devam ettiğini tekrardan gördük. Sermayedarların cepleri dolsun diye bizim eğitimimiz, bizim müfredatımız tepeden inme kararlarla, iktidarın anlaşmalarıyla niteliksizleştirilmeye devam ediyor.
Öte yandan yaşadığımız yerden çıkıp okumak için geldiğimiz kentlerin yurtlarındaki denetimsiz asansörlerle, yemekhanelerle, 21 kişilik odalarla barındığımız her alanın niteliksizliğiyle her gün karşı karşıyayız. Zeren Ertaş’ın ihmalsizlikler yüzünden ölümünden bu yana 1 yıl geçmişken yurtlarımızdaki asansörler hala düşmeye devam ediyor ve TMMOB denetiminde olması gereken asansörlerin denetimi şirketlerin eline bırakılıyor. Dönem açılmasına rağmen inşaatı bitmeyen KYK yurtları yüzünden ne yatacak yerimiz vardı ne de eğitimimizi sürdürebilmek için kalacak yurdumuz. Öte yandan Marmara Üniversitesi’nde öğrencileri bilgisi ve söz hakkı olmadan tepeden inme kararlarla apar topar yurtlarından çıkarıldı.
Parasız olması hakkımız olan yemekhaneye gelen, zaten ödeyemediğimiz abonmana gelen ve yurtlara gelen zamlardan sonra soruyoruz size: Her güne yeni bir zam haberiyle uyandığımız bu sistemde 2000 lira olan KYK bursuyla hangisini ödeyeceğiz? Saray’a dakikasına 23 bin TL bütçe ayrılırken, geçinemediği için intihara sürüklenen, Sibel Ünli’nin de, Resul’ün de faili AKP iktidarıdır.
Ekonomik krizin faturası biz üniversitelilere geleceksizlik ve yoksulluk olarak kesiliyor. Bu politikalar sonucu okurken çalışmak zorunda kalan Ata Emre’yi, tarikat yurdunda intihara sürüklenen Enes Kara’yı unutmuyoruz! Biz, yaşamımızı sürdürmemizde yalnızca bir çorbadaki tuz olan KYK burs/kredisiyle geçinmeye çalışıyorken sıkacak kemerimiz mi kaldı?
Biz üniversiteliler olarak hakkımız olan nitelikli beslenme, barınma, eğitim haklarımızı kayyumlardan, tarikatlardan, AKP’den ve sermayedarlardan almak için kampüslerimizden, yurtlarımızdan seslerimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
Alacaklıyız, alacağız!