2 yılın ardından: Hatay toparlan(a)mıyor
6 Şubat 2023’te saat 04.17’de meydana gelen Kahramanmaraş merkezli, büyüklüğü 7.7 olan depremin ardından saat 13.24’te 7.6 büyüklüğünde ikinci bir deprem gerçekleşmişti. Bu depremlerin üzerinden 2 yıl geçti.
Kahramanmaraş başta olmak üzere, Adıyaman, Kilis, Diyarbakır, Gaziantep, Osmaniye, Şanlıurfa, Adana, Malatya, Hatay illeri depremden etkilendi ve afet bölgesi ilan edildi. Resmi verilere göre 6 Şubat depremlerinde 13 milyon kişi doğrudan etkilendi, 50.783 kişi hayatını kaybetti ve 115.353 kişi yaralandı.
Resmi istatistikler gibi iddia edilen —gerçek sonuçlar her ne kadar kendisini diretse de değişmeyen— sonuçlardan bahsetmek bir yana dursun, “Deprem bölgelerinde neler yaşandı? Vaatler yerine getirildi mi? Halk 2 yılın sonunda nelerle karşı karşıya?” gibi soruların bariz yanıtlarını tekrar gün yüzüne birlikte taşıyalım.
Deprem bölgelerinde arama-kurtarma çalışmaları yetersizdi ve bölgelere ulaştırılması gereken yardımlar ulaştırılmadı. Birçok deprem bölgesinden “AFAD nerede?” diyerek iktidara sorusunu yönelten depremzedelerin, medya kuruluşlarının yayınlarında sesleri kesildi. Yardım tırlarına polis kontrol noktalarında el konularak geçiş yaptırılmadı. Deprem bölgelerinden gelen haberleri öğrenip koordinasyon sağlamada yardımcı olan sosyal medyaya erişim engeli getirildi, bölgedeki gazetecilerin haber yapmaları engellendi.
İmar affı ve getirdikleri
2018 yılında çıkarılan 7143 sayılı “Vergi ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun” adlı imar affı düzenlemesi kapsamında imara ve ruhsat eklerine aykırı binalar, gerekli denetimler yapılmadan yasal hale getirildi. Hatay’daki yapıların %43’ünün, Kahramanmaraş’taki yapıların %38’inin, Adıyaman’daki yapıların ise %21’inin imar barışı kapsamında oturum izninin olduğu bilinmektedir. Fakat 6 Şubat depremlerinin ardından yıkılan binaların kaç tanesinin imar affı kapsamında olduğu kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Deprem bölgesinde yapılan incelemeler sonucunda bilirkişi raporlarında da geçen ruhsatsız ve projesiz bina yapımı, deprem yönetmeliğinin takip edilmemesi gibi durumlar, tüm süreçte mevcut olan denetimsizliği göstermiştir.

İskenderun Devlet Hastanesi: 11 yıllık denetimsizlik
Depremden en çok etkilenen ilçelerden birisi olan İskenderun’da, İskenderun Devlet Hastanesi’nin A Bloku yıkıldı. İçerisinde yaralı ve sağlık çalışanlarının da olduğu binada yaklaşık 80 kişi hayatını kaybetti. Yıkılan blok için 2012’de “Depreme Dayanıklılık Testi” raporunun olumsuz olmasına rağmen önlem alınmadı.
Hatay Havalimanı
2009 ve 2014 yıllarında sel basan ve bilirkişilerin itirazlarına rağmen Amik Ovası’na inşa edilen Hatay Havalimanı, Şubat depremlerinde kullanılamaz hale gelmişti. Şehre müdahale için kritik bir nokta olan Hatay Havalimanı’nın kullanılamaması, can kaybının artmasına sebep olmuştu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, yeni Hatay Havalimanı projesini aynı yerde yapacağını açıkladı. Yaşanan can kayıplarına rağmen tekrardan Amik Ovası’na yapılacak olan Hatay Havalimanı için Abdulkadir Uraloğlu, “Hatay’a havalimanı projesi yaptık. Şimdi hızlıca ihalesini yapıp havaalanını yeniden yapacağız. Maalesef projeyi aynı yere yapacağız. Çünkü başka bir yer yok orada” dedi.

Bir yardım(!) kuruluşu: Kızılay
Deprem bölgesine geç müdahale etmekle ve yetersizliğiyle bilinen kurumlardan biri olan Kızılay, depremin üçüncü gününde bölgedeki çadır krizi devam ederken Ahbap Derneği’ne 46 milyon lira karşılığında çadır sattığı ortaya çıktı.
6 Şubat 2023’te meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremlerin üzerinden iki yıl geçti. Fakat deprem bölgelerinde yaşanan barınma, sağlık, eğitim gibi temel haklara erişimde ciddi sorunlar yaşanıyor.

Depremden sonra eğitim
6 Şubat depremlerinden 2 yıl geçmesine rağmen eğitim alanında yaşanan sorunlar devam etmektedir. Eğitim kurumları ağır hasar görmüştür fakat hala birçok okulun inşası tamamlanmamıştır. Öğrenciler, hasarlı binalarda ya da konteyner sınıflarda güvensiz ve niteliksiz bir eğitim almaktadır.
Depremden sonra sağlık
Depremde Hatay kent merkezindeki 12 hastane kullanılamaz hale gelirken 56 Aile Sağlığı Merkezi de yıkıldı. Sağlık kurumlarının yetersizliği ve bölgedeki kuralsız yıkım ve inşaat süreci, yerleşim alanlarında bulunan taş ocakları gibi nedenlerden halk sağlığı ciddi tehdit altındadır. İki yılın sonunda Hatay, TÜİK verilerine göre ülkede sağlık göstergeleri en kötü il konumuna gelmiştir.
Depremden sonra barınma
6 ve 20 Şubat depremlerinde Hatay’da 84.119 yapı yıkıldı. 223.906 kişi ise hala konteynerlerde yaşamaya devam ediyor. Hatay’da, halk ve doğa sağlığının hiçe sayıldığı enkaz kaldırma ve inşaat süreci yaşanıyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Konutları bir yılda teslim edeceğiz” şeklindeki açıklaması ile on binlerce depremzedenin barınma sorununun çözülmemiş olması çelişmektedir. Binaların yıkımları hala tamamlanamamış, konut teslimleri gerçekleşmemiştir. Su geçiren, elektrik kesintisinin devamlı yaşandığı, yangına dayanıksız, insan yaşamına ve barınma hakkından uzak konteyner kentler varlığını sürdürmektedir.
Hatay, 6 ve 20 Şubat’ta meydana gelen depremlerden en çok etkilenen, yıkım ve ölümün en çok yaşandığı kentlerden biri olmuştur. Bu süreçte depremin, yıkım ve ölüme dönüşmesinin sebebinin iktidarın politikaları olduğu görülmüştür. Depremin üzerinden iki yıl geçti. İmar afları ve rant politikalarıyla şekillendirilen ve yeni felaketlerle de “düzenin” devam ettirildiği kentlerden geriye, konteynerlerde yaşayarak barınma hakkından yoksun, nitelikli eğitim ve sağlık hakkına erişemeyen halk kaldı.
6 Şubat 2023’ün birinci ve ikinci yıldönümünde halk, sorumlulardan hesap sormaya, insanca bir yaşam talebini yinelemeye ve Hatay’ı beraber inşa edeceklerini söylemek için sokaklarda buluşmaya devam ediyor.

