16 Nisan’da daha önemli bir işimiz olamaz
Nisan 2017|
16 Nisan’da yapılacak referandum için geri sayım başladı. Referanduma sayılı günler kalmışken, anayasa teklifi Meclis’e geldiğinden bu yana yapılan “Hayır” çalışmaları devam ediyor. Üniversitelerde kurulan Hayır Meclisleri de hem üniversite içinde hem de kentlerde çalışmalarını sürdürüyor. İktidarın tüm baskılarına rağmen yoğun emek ve enerji harcanarak yürütülen bu çalışmaların referandum sonuçlarına yapacağı etki, 16 Nisan’da görülecek.
Son düzlüğe girilmişken, referandumun kaderini belirleyecek toplumsal kesimlerin başında gençliğin geldiğinin altını çizmek gerekiyor. Yapılan anketlere göre seçmenin %17’si sandığa gitmeyeceğini söylüyor. Gitmeyenlerin de %75’i, sandığa giderse “Hayır” oyu vereceğini belirtiyor. Sandığa gitmeyenlerin oranı üniversite öğrencilerine geldiğinde ise çok daha fazla. Üniversite öğrencilerinin %45’i çeşitli gerekçelerle sandığa gitmeyi tercih etmiyor. Özetle, üniversitelileri oy kullanmaya ikna etmek için yapılacak çalışmalar, referanduma kalan az zamanda referandumun sonucunu önemli oranda etkileyecektir.
Sandığa gitmeyi düşünmeyen üniversitelilerin çeşitli gerekçeleri var, şüphesiz. Bunların en başında “Bir oyla mı değişecek?” ve “Zaten evet çıkacak.” gibi düşünceler geliyor. Oysa sandığa gitse, çoğunluğu “Hayır” oyu kullanacak 6 milyon üniversiteli var. Bu durumun tüm sıra arkadaşlarımıza anlatılması ve üniversitelilerin referandum sonucunu değiştirebileceğine ikna olması gerekiyor. Bu, elbette yoğun bir emek ve bu konuda yaratılacak genel bir havaya ihtiyaç duymaktadır. Verilecek her “Hayır” oyu, yukarıdan dönen siyasete üniversitelilerin müdahale etmesi anlamına geliyor. 6 milyon üniversiteliyiz ve sonucu biz belirleyebiliriz!
Yine, üniversitelilerin sandığa gitmesinin önünde engel olarak gördükleri gerekçeler arasında, ikametlerinin kayıtlı olduğu memleketlerine gidememek ve referandum tarihiyle sınav tarihlerinin çakışması bulunuyor. İlki için bir dayanışma seferberliğine girmek ve oy kullanacak üniversitelileri memleketlerine ulaştırmak oldukça önemli bir yere sahiptir. Sınav tarihlerinin referanduma uzak tarihlere alınması için üniversite yönetimlerine baskı yapmak da öyle.
Son olarak, referandum günü verilen oyları korumanın gerekliliği herkesin malumudur. Üniversitelilerin yapacağı müşahit ol çağrısı, 16 Nisan referandumunda da karşılığını bulacaktır. Önümüzdeki günlerde, üniversitelerde kampüs kampüs, amfi amfi yapılacak olan “oy ver” çağrısı, memleketin geleceğini belirleyecektir. Bunun için yapılacak her çalışma, söylenecek her söz oldukça değerli ve gereklidir. Değiştirmek gençliğin elindedir. Değiştirmeye 16 Nisan’dan başlayalım! Unutmayalım, 16 Nisan’da daha önemli bir işimiz yok!